2015’in eleştirmenlerce en çok beğenilen filmlerinden biri olan Carol, Cannes’dan bu yana adından söz ettirdi ve bugün güçlü Oscar yarışmacılarından biri… Bense film için büyük beklenti içerisine giremedim çünkü LGBT filmleriyle aram pek iyi sayılmaz. Yanlış anlamayın LGBT karşıtı falan değilim ama nedense ne iki yıl önce sevmeyi çok istesem de Blue Is the Warmest Color’u sevebildim ne de hala en iyi LGBT filmlerinden olarak anılan Brokeback Mountain’ı sevebildim. Hal böyle olunca Carol için beklentilerim düşük seviyedeydi. Fakat karşımda gerçekten iyi bir yapım buldum ve evet, sevdim seni Carol…
Filmde fotoğrafçılık tutkunu olan, buna karşın tezgahtarlık yaparak yaşamını sürdüren genç bir kız olan Therese’nin bir gün Carol’la tanışmasıyla değişen hayatı konu alınıyor. Carol, Therese’den yaşça epey büyük olan evli ve çocuk sahibi asil bir kadındır. Fakat evliliğinde ciddi problemler vardır ve ayrılma noktasındalardır…
Carol, her şeyden önce dönemin havasını yansıtma konusunda çok başarılı bir dönem filmi. 1950’lilerde geçen hikayede o dönemin havası çok iyi bir şekilde yansıtılmış. Başarılı kıyafet, prodüksiyon tasarımına bir de harika müzikler eklenince teknik açıdan çok başarılı ve sadece teknik özellikleriyle bile kendini izlettirebilen, buram buram kalite kokan bir yapım ortaya çıkmış.
Carol’ı daha fazla sevmeme engel olan şey ise senaryonun yeterince başarılı olmaması oldu. Evet su gibi akan bir senaryo var ama ulaştığı nokta bana fazla amaçsız geldi. Ne çok fazla duygu aktarabildi ne de karakterlerin yaşadıkları yeterince iyi aktarılabildi. Olay örgüsünün daha iyi olduğu fakat akıcılığın korunduğu bir senaryoyla Carol belki benim için de yılın en iyi filmlerinden biri olabilirdi…
Filmin en büyük artılarından biri elbette oyunculuk başarılarıydı. Cannes’dan bu filmdeki performansıyla ödül kazanan Rooney Mara bence de filmin en iyisiydi. Mara, Therese’nin her duygusunu muhteşem bir şekilde yansıtmış. Biliyorsunuz bu yıl kendisi Oscar’da yardımcı oyuncu kategorisi için kampanya yapıyor ve bu baya tartışma konusu oldu. Doğrusu bence de Rooney Mara başrol gibi ancak Cristopher Waltz’un Django Unchained ile yardımcı oyuncu Oscar’ı kazandığı bir ortamda Rooney Mara için de fazla itiraz edilemez gibi. Ben de şahsen kendi ödüllerimde Rooney Mara’ya hangi kategoride yer vereceğim konusunda kararsız kaldım.
İki yıl önce Blue Jasmine ile Oscar kazanan Cate Blanchett, tam kendine yakışan bir rol bulmuş ve yine çok iyi performans sergilemiş. Ancak Rooney Mara’nın ister istemez biraz gölgesinde kalmış. Sarah Paulson ve Kyle Chandler da yer aldıkları kısa sürelerde gayet iyi iş çıkarmışlar.
Özetle Carol teknik açıdan mükemmel, oyunculuk açısından mükemmele yakın ama senaryosuyla biraz basit sayılabilecek bir yapım. Yine de bana kalırsa yılın es geçilmemesi gereken önemli filmlerinden biri. Sırf Rooney Mara’nın harika performansı için bile izlenilebilir…
Yorum Yazın