Bu yılın ses getiren uluslararası filmlerinden biri Arjantin’den geldi. İlk gösterimini Venedik Film Festivali’nde yapan Santiago Mitre yönetmenliğindeki “Argentina, 1985” ülkesinin Oscar aday adayı da olarak ilgili kategoride favoriler arasına dahil oldu. Filmin yayın haklarını Amazon Prime Video’nun alışı da filmin ulaşılabilirliğini çok kolaylaştırdı ve bu kolaylığın da etkisiyle filme şans vermek istedim…
Hikayemizin geçtiği yer ve zamanı filmin isminden tahmin etmek hiç güç değil. Bu zaman ve konumu özel kılan ise cunta rejiminin yeni devrilmiş oluşu ve demokrasiyle yeniden buluşan bir ülkenin hızlıca geçmişiyle hesaplaşma çabası… Filmde sivil mahkemede yargılanmasına karar verilen, kendi halkına etmedik eziyet bırakmayan darbecilerin, tehditlere aldırış etmeyen Julio César Strassera (Ricardo Darin) önderliğindeki ekip tarafından yargılanma sürecine yakından tanıklık ediyoruz…
Günümüzden bakınca artık tuhaf durmaya başlasa da bundan 30-40 yıl önce dünyanın pek çok ülkesinde diktatörlükler hüküm sürmekte ve darbeler sık rastlanan olağan durumlarmış. Maalesef bugün hala pek çok gelişmemiş ülkede bu durumlara rastlansa da geçmişe kıyasla ciddi bir ilerleme görüldüğü gerçek. İşte bu ilerlemelerdeki önemli nedenlerden biri de caydırıcı cezalar uygulanmaya başlanması. Santiago Mitre’nin filmi de bu caydırıcı cezaların ilk ve en önemli örneklerinden birinin gelişim sürecine odaklanıyor…
Ele aldığı konu ve işleniş açısından 1961 yapımı klasik Judgment at Nuremberg’i andıran film, ne yazık ki onun etkileyici gücünden çok uzakta. Filmin ele aldığı konu şüphesiz önemli ve değerli, muhtemelen Arjantinliler için filmdeki her şey daha da değerlidir. Fakat 2 saat 20 dakikalık çok uzun süreye sahip filmdeki sinematik dinamiklerin iyi kurulduğunu söylemek çok zor. Baştan sona temposuz bir şekilde ilerleyen film, daha çok belgesel türüne uygunmuş gibi hissettiriyor…
Arjantin sinemasının en ünlü ve önemli aktörlerinin başında gelen Ricardo Darin’in güçlü performansı filmin içinde kalmaya yardımcı olsa da başarılı oyucunun tek başına filmi kurtarabildiğini söylemek mümkün değil. Ağır tempolu, güçlü içerikli politik filmlerden hoşlananlar filmi sevebilirler ancak ne yazık ki benim sevemediğim, pek çok açıdan başarısız bulduğum bir film oldu…