Oscar adayları çoğu zaman eleştirmen favorileri arasından çıkıyor olsa da her yıl eleştirmenlerin ortalama tepkiler verip izleyicinin favorisi olan birkaç film çıkıyor. İşte bu yıl o filmlere en iyi örneklerden biri yönetmen Garth Davis’in ilk filmi olma özelliğini taşıyan Lion oldu. Eleştirmenlerin çok fazla beğenmediği film, seyirci tarafından çok sevildi. Ardından da bu sevgi seyirciyle sınırlı kalmayıp film sektör tarafından da kucaklanınca Lion, 6 Oscar adaylığıyla sezonun en başarılı işlerinden birine dönüştü.
Lion, 5 yaşındayken Hindistan’da kaybolan ve daha sonra Avustralyalı bir aile tarafından evlat edilen Saroo’nun gerçek hayat hikayesini konu alıyor. Filmin ilk yarısında küçük Saroo’nun kayboluşunun hikayesine tanıklık ederken ikinci yarısında ise olaydan 25 yıl sonra büyük Saroo’nun doğduğu yerlere ulaşma çabasını izliyoruz. Saroo, her ne kadar mutlu bir hayat sürüyor gözükse de geçmişi içini kemiren bir yaradır ve bu yaraya derman bulması gerekmektedir…
Oldukça etkileyici bir hikayeye sahip olan Lion, genel olarak başarılı bir şekilde beyazperdeye aktarılmış. Fakat filmin genelinin yeterince akıcı olduğunu söylemek zor. Bana kalırsa ilk kısım biraz daha kısa tutulabilirmiş… Lion’ın en çok eleştirilen noktalarından biri ikinci kısımda Google Earth kullanılması oldu. Bu durumdan pek çok kişi rahatsız olarak filmi Google reklamı olarak nitelendirmiş ki bence çok yersiz bir eleştiri. Evet Google’ın dolaylı olarak filmde reklamı yapılmış oluyor ama bu son derece normal değil mi? Gerçek hikayede de kahramanımız Google Earth’ten faydalanmış ve ayrıca Google prodükisyon aşamasında filme destek olmuş. Filmin içerisinde ise Google vurgusu hiç yok, bunu bu kadar büyüterek filmi bunun üzerinden eleştirmek bence tuhaf ve anlamsız.
Filmin oyuncu kadrosundaki herkes üzerine düşen görevi çok iyi yapmış. Oscar adayı olan Dev Patel özellikle filmin son sahnelerinde etkileyici bir performansa imza atmış ama küçüklüğünü oynayan Sunny Pawar’ın da hakkını teslim etmek gerek. Gerçek hayatta da iki evlatlık çocuğu bulunan Nicole Kidman, filmin belki de en etkileyici sahnelerinde parlamış. Canlandırdığı karakteri sevmiş olmam, filmi sevmemi sağlayan etkenlerden de biri oldu aslında. Son olarak filmdeki tek kurgusal karakteri canlandıran Rooney Mara da az süresine rağmen iyi iş çıkarmış. Onun da karakterini pek sevdim…
Uzun lafın kısası Lion, aldığı Oscar adaylıklarının neredeyse tümünü hak eden iyi bir film. Yılın en iyi filmlerinden kabul edilebilir mi? Bence hayır ama mevcut rakiplerinin çoğundan daha iyi. Daha tecrübeli bir yönetmenin elinde belki de gerçekten yılın en iyilerinden birine dönüşebilirdi. Bu hali de gayet izlenesi. Bu arada Sia’nın bu film için hazırladığı enfes şarkısı “Never Give Up” da filmin mesajını gayet iyi haykırıyor…
Yorum Yazın