Yılın en çok merakla beklenen filmlerinden bir tanesi Up, Inside Out gibi son yıllardaki en önemli yeni Pixar filmlerine imza atan Pete Docter’ın yönetmenliğini üstlendiği “Soul” idi. Normalde sinemalarda gösterime girmesi planlanan film, pandemi koşulları nedeniyle dünyanın pek çok ülkesinde sinemaları es geçerek doğrudan Disney Plus’ın yolunu tuttu. Böylece Disney Plus ve Pixar için bu alandaki bir ilk gerçekleşmiş oldu…
Joe, orta yaşlarındaki bir müzisyen olup aynı zamanda öğretmenlik yapmaktadır. Önemli bir grupla sahne alacağı haberi, tutkunu olduğu jazz müzikle ilgili hayatında o ana dek yaşanan en kayda değer gelişmedir. Büyük bir heyecan içerisindeyken talihsiz bir gelişme yaşanır ve Joe hayata gözlerini yumar. Fakat tıpkı bir zamanların fenomen dizisi Ruhsar’ın jeneriğinde geçen ölüme benzer şekilde bu bir son değil, sadece başlangıçtır…
Ölümünün ardından kendisini ruhlar aleminde bulunan Joe, ölümden sonraki hayattan kaçarak bir şekilde yeni doğan ruhların bulunduğu ve önemli kişiler tarafından dünyaya gönderilmek üzere eğitildiği bir yere ulaşmayı başarıyor. Burada 22 numaralı, binlerce yıldır çeşitli ünlü insanlar tarafından kendisine mentörlük yapılmasına rağmen dünyaya gitmek istemeyen bir ruhun yeni mentörü oluyor. Joe’nun 22’yi dünyaya göndermeye ikna etmesi de bu sihirli alemden kurtulup dünyaya geri dönebilmesi de hiç kolay olmayacaktır…
Pixar, 1995’te gösterime çıkardığı ilk filmi Toy Story’den bu yana görünürde çocuklara hitap edecek basit konsepte sahip, eğlenceli ama bunun yanında güçlü alt mesajlarıyla büyükleri de çok kolay yakalayan işler yaparak animasyonun bir numaralı markası haline geldi. Soul için ise bugüne kadar Pixar’ın yapmış olduğu en komplike animasyon film olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Her şeyden önce filmdeki olay örgüsü o kadar çok katmandan oluşuyor ki filmin ilerlediği yön sürekli şaşırtmayı başarıyor. Tam “evet filmin esas hikayesi buymuş” dediğiniz anda o kesit ansızın bitiyor ve kendinizi yepyeni bir hikayenin ortasında buluyorsunuz. Bu yönüyle özellikle küçük çocukların Soul’un hikayesinden, anlatmak istediklerinden çok fazla bir şey anlayabileceklerini sanmıyorum. Tabii ki bunu film için bir olumsuzluk olarak söylemiyorum ama şahsen beni şaşırtan bir durumdu…
Soul, animasyon teknolojilerinin bugün geldiği son noktanın göstergesi niteliğindeki yapımlardan bir tanesi. Filmdeki her şey görsel olarak çok çok iyi. Özellikle New York sokaklarının animasyon modellemesi bugüne kadarki en iyilerden bir tanesi olabilir… Seslendirme kadrosundaki Joe’nun sesi Jamie Foxx ve 22’nin sesi Tina Fey gayet iyiler. Filmdeki müzik kullanımı da çok başarılı ve özgün, fakat burada kastettiğim daha çok tema müziği kullanımı. Onun dışında benim gibi filmin bir jazz müzisyeninin etrafında gelişecek olmasına heyecan duyanlardansanız o konuda çok beklentiye girmemenizde fayda var. Ne yazık ki “La La Land” türünden bir başarım söz konusu değil. Özellikle iyi bir orijinal sözlü şarkı olmaması hayal kırıklığı…
Soul, anlatmak istedikleriyle oldukça önemli bir film. Hayatın anlamını arayan ve belki de bulabileceğiniz filmlerden bir tanesi. Son derece özgün bir konu etrafında gelişen, tahmin etmesi güç senaryosuyla baştan sona ilgi çekiciliğini koruyan bir film. Fakat doğrusu beklentimi tam anlamıyla da karşılayamayan bir film. Bunda belki benzer temalar etrafında gerçekleşen Inside Out’un yaratmış olduğu dev beklentinin de payı olabilir… Filmin bence en önemli eksisi biraz önce bahsettiğim hikaye geçişlerini çok oldu bittiye getirerek yapması ve mantığı çok geri planlara atması. Hadi hikayenin ana elementlerinde olan bazı ciddi mantıksızlıkları geçtik diyelim, filmin içerisinde de fazla zeka parıltısı taşıyan bir şey yok. Inside Out’ta o kadar zekice tespitler, ince şeyler vardı ki bugün hala günlük yaşamımda aklıma geldikçe filmi anıp eğleniyorum. Soul ise hiçbir anında bende çok büyük etki bırakmadı. Komedisi de bazı iyi esprilere rağmen Inside Out’un çok gerisindeydi…
Elbette Soul’u tamamen Inside Out’la kıyaslayarak yermek haksızlık olur. Kendi başına ele aldığımızda çok özgün, görsel olarak muazzam, izlemesi keyifli ve önemli mesajlar verme gayesindeki bir yapım. Daha iyi olmaya çok müsaitken bunu başarabilmesini, mesajlarını daha da etkili bir şekilde sunmasını isterdim ama bu haliyle de rahatlıkla yılın en iyileri arasına alabiliriz…
[…] çok yeni olduğu “en iyi animasyon” kategorisi. Ödül yarışının Disney’in Soul‘u ve Gkids/Apple TV+’ın Wolfwalkers‘ı arasında geçeceği kesin olsa da iki […]
[…] film adaylığını kaçırmasına üzüldüm. 3’er adaylıkta kalan One Night in Miami ve Soul “en iyi film” kategorisini kaçıran diğer önemli filmler oldular. Da 5 […]
[…] yandan pandeminin bitmek bilmemesi, diğer yandan Soul ve Wolfwalkers‘ın yakaladığı ödül başarısı Sony’nin gözünü korkutmuş […]