Bir yandan pandeminin bitmek bilmemesi, diğer yandan Soul ve Wolfwalkers‘ın yakaladığı ödül başarısı Sony’nin gözünü korkutmuş olacak ki geçen sezonun en iddialı animasyonlarını hem 2021 sezonuna sarkıttılar hem de yayın haklarını Netflix’e sattılar. “Connected” adıyla yolunu gözlediğimiz ve Netflix’e satışı sonrası yenilenen adıyla The Mitchells vs the Machines’ten bahsediyorum elbette. Sony’nin animasyon şubesinin bugüne kadarki en prestijli işine dönüşen “Spider-Man: Into The Spider-Verse” ekibinin hazırladığı film, 2021 sezonunun erken hitlerinden biri ve şimdiden animasyon dalında Oscar adaylığına göz kırpıyor…
Katie, kendi filmlerini çekmenin hayali kuran bir genç kızdır. Filmle ilgili bir üniversiteyi kazanmasıyla hayalleri gerçek olma yoluna girer. Katie, bir an önce üniversitenin bulunduğu şehre uçmak isterken babası Rick’in farklı bir planı vardır. Özellikle iki çocuğunun teknolojiye bağımlılıkları nedeniyle aile içi ilişkilerin yolunda gitmediğini düşünen Rick, kızının üniversiteye gidişini fırsata dönüştürmek ister. Dört kişilik çekirdek aile olarak üniversiteye kendi antika araçlarıyla gitmek üzere yola çıkarlar. Katie’nin hiç hoşnut olmadığı bu zoraki yolculuk bir anda patlak veren robot istilasıyla çok farklı boyuttaki bir yolculuğa evrilecektir…
The Mitchells vs the Machines, oldukça yenilikçi ve ilginç bir tarza sahip bir animasyon. Teknolojinin aile ilişkilerini zayıflatma konusu çok yeni bir konu olmasa da bunu eğlenceli bir şekilde işlemeyi başarıyor. Fakat filmin asıl ilgi çekicileştiği nokta, robot istilası gibi bayat bir konunun yeni hissettiren, iyi bir bilim-kurgu hikayesi üzerinden veriliyor olması. Özellikle yüksek tempolu açılışının da etkisiyle film, izleyiciyi yakalamakta zorlanmıyor. Bol bol güldüren, eğlendiren, seyir zevki yüksek bir iş sunuyor. Fakat filmin fazla bonkör kullanılan, iki saate yaklaşan süresi bir noktadan sonra fazla yorucu olmaya başlıyor. Hem mesaj kaygısı yormaya başlıyor, hem de aksiyon sekansları ilgi çekici niteliğini kaybetmeye başlıyor… Bunun dışında filmin içinde film olayının fazla abartılıp, araya YouTube videolarının sıkıştırılmasını da gereksiz yorucu buldum…
Her ne kadar daha iyi olabilecekken olamamış olduğunu düşünsem de The Mitchells vs the Machines, şüphesiz son yıllarda çıkan seyir zevki en yüksek animasyonlardan bir tanesi. Aile-teknoloji ilişkisine dair basit ama doğru tespitleri olan, eğlenceli ve yenilikçi bir iş. Danny McBride’ın başarılı dublaj performansı, animasyon tekniklerinin genel anlamdaki başarısı da filmin diğer artıları arasında. Yılın şu ana kadarki en iyi işlerinden ve herkese gönül rahatlığıyla önerilebilecek nitelikte…