İstanbul Film Festivali’nin Nisan seçkisinden seçtiğim üçüncü ve yüksek ihtimalle son film Maltalı yönetmen Alex Camilleri’nin ilk uzun metraj filmi olma özelliğini taşıyan “Luzzu” oldu. Filmin bu yılki Sundance Film Festivali’nde topladığı övgülerin yanı sıra başrol oyuncusuna oyunculuk özel ödülü kazandırmış olması ilgi çekiciydi. Belki daha da çok ilgimi çeken ise hafızam yanıltmıyorsa Malta sinemasından radarıma giren ilk filmi oluşuydu…
Jesmark (Jesmark Scicluna), Malta’da balıkçılık yapmakta olan genç bir adamdır. Aynı zamanda evli ve küçük bir bebek babasıdır. Bebek olması gerekenden de küçüktür, gelişim problemleri vardır. Jesmark’ın bir başka büyük problemi ise ailesi için yeterli miktarda para kazanamıyor oluşudur. “Luzzu” denilen küçük balıkçı teknesinin hasarlanması da genç adamın işlerini iyice zorlaştırır ve balıkçılığın yasa dışı sularına adım atmak zorunda kalır…
Boyutu her geçen gün artan iklim krizi şüphesiz çağımızın en önemli problemleri arasında. Bu sorunun gittikçe büyümesinin ise iki temel nedeninden biri açgözlü, vurdumduymaz çok zengin kişi ve kurumlar iken diğeri ise kendi geçim sıkıntısından gezegeni düşünmeye fırsat bulamayan, zaten yeterli eğitimi de olmayan fakirler. Luzzu, işte bu ikinci gruptaki duruma dair gerçekçi bir portre çiziyor. Filmde bir yandan AB’nin balıkçılığı sürdürülebilir kılmak için yaptığı çalışmaların örneklerini izliyoruz, diğer yandan ise ana karakterimiz üzerinden balıkçılığın zorluklarını izliyoruz…
Sinemada gerçekliğin dozunu iyi ayarlamak önemli bir nokta. Yönetmen, başta başrol oyuncusu Jesmark Scicluna olmak üzere çoğunluğu amatör olan kadrodan oldukça iyi verim almış. Filmdeki her şey gerçek hissettirse de sanki biraz fazla gerçek olmuş ve sinema filminden ziyade belgesel olmaya göz kırpmış. Filmin gerek sinematografik açıdan, gerekse senaryo olarak biraz daha ilginç bir şeyler sunabilmesini isterdim. Bu haliyle ana konunun ilginçliği sayesinde kendisini izletse de pek çok yönden eksik hissettiren bir film olmuş. Şahsen izlediğime pişman olmadım ama doğrusu özellikle tavsiye edeceğim filmlerden biri de değil…