Birbirinden harika filmler izlediğimiz, son yılların en parlak sinema yılı olan 2019’a son noktayı koyma vakti geldi. izleryazar Film Ödülleri öncesi 2019’a ait izlediğim son film ise altı dalda Oscar adayı olmasına karşın ülkemizde bu hafta yeni vizyona giren Little Women oldu. Lady Bird ile büyük sükse yapan Greta Gerwig yönetmenliğindeki film, zengin oyuncu kadrosuyla yılın merakla beklediklerimden olsa da bu yılın Oscar’ın en iyi film adayları arasında sevemediğim ilk ve tek film oldu…

Little Women, ülkemizde de “Küçük Kadınlar” adıyla bilinen ve bir hayli popüler bir roman. Babaları iş gereği uzaklarda bulunan, zor şartlarda yaşayan dört kız kardeşin hikayesini anlatan roman sinemaya da pek çok kez uyarlanmış. Doğrusunu isterseniz bugüne kadar Little Women ile ilgili ne bir şey okumuş ne de bir şey izlemiştim ve 2019 yılında Greta Gerwig’in bu hikayeyi sinemaya taşıma isteğine pek anlam veremedim. Çünkü 2019 yılı için fazlasıyla bayat bir hikaye var elimizde. Evet, kendi ayakları üzerinde duran kadın vurgusu ve özellikle de bunun geçmişte hoş karşılanmayıp karşısında durulan bir şey olduğunun vurgusu hikayeyi günümüz için de geçerli kılıyor gözükebilir. Fakat bunu demode bir kostüm dramasıyla anlatmaya çalışması bence hatalı bir tercih olmuş…

Son yıllarda Hollywood’da kadın yönetmen eksikliği en önemli gündem maddelerinden biri oldu ve bu ortamda Lady Bird gibi kalburüstü bir filme imza atan Greta Gerwig değer kazandı. Bu yıl da Little Women ile Greta Gerwig, Oscar yarışına sokulmak için çok uğraşıldı ve yönetmen dalında aday olamayınca da Akademi eleştiri oklarının hedefi oldu. Fakat Little Women’ı izledikten sonra gördüm ki Greta Gerwig, yönetmenlik anlamında bence çok da başarılı olmadığı bir önceki filminden dahi çok geride…

Filmin aslında en büyük sorunu zaman kavramıyla ilgili. Film, farklı zaman dilimleri arasında pek çok kez gelgit yapıyor. Fakat bu gelgitleri anlaması pek kolay değil. Öyle ki karakterler neredeyse hiçbir değişime uğramıyorlar. Biz de olaylardan zamanı tahmin etmeye çalışıyoruz ki film boyu bunun sürmesi oldukça rahatsız edici. Bununla birlikte Greta Gerwig, karakterleri bize tanıtma konusunda da pek becerikli değil. Bir kere karakterlerin zorluk içerisinde olduğu hissini hiç yaşamıyoruz. Filmin çok hareketli bir kurgusu var, sürekli sahneden sahneye atlıyoruz ve bu durum filme negatif olarak yansıyor, karakterlerle bağ kurmayı zorlaştırıyor…

Little Women’ın oyuncu kadrosunda herkese işini iyi yapıyor olsa da Saoirse Ronan yine filmin yıldızı durumunda. Jo karakterinin en bağ kurulabilir, canlı karakter olmasının yanında birkaç sahnede ortaya koyduğu ekstra efor performansını değerli kılıyor. Tıpkı Saoirse Ronan gibi Oscar adaylığı kazanan Florence Pugh’un performansını da başarılı bulsam da pek bir ekstrasını göremedim. Son yılların parlayan genç yıldızı Timothée Chalamet’in ne performansını ne karakterini sevebildim… Emma Watson, Eliza Scanlen, Laura Dern, Meryl Streep, Bob Odenkirk kadronun diğer önemli isimler arasındalar, buna karşın hiçbirinin karakterlerinin dikkat çekici bir yanı yok…

Muhteşem prodüksiyon tasarımı, son yılların en formda müzisyenlerinden Alexandre Desplat’in imzasını taşıyan müzikleriyle kaliteli bir film izlendiği hissini yaratmakta sorun yaşamasa da Little Women demode bir hikayenin kötü işlenmesinden ibaret. Keşke daha iyi olabilseydi…

Little Women

6.5

Puan

6.5/10