Yayın hayatına 2011’de başlayan Homeland başladığı ilk andan itibaren büyük ses getirmiş ve Emmy, Altın Küre dahil bütün önemli ödüllere ambargo koymuştu. Benim de daha ilk bölümünden büyük bir hayranlık beslediğim dizi, özellikle ilk iki sezon boyunca gerçekten televizyon tarihine geçecek nitelikte harika bölümlere imza attı. Fakat üçüncü sezon sonunda dizi için alınan kritik karar benim için sonun başlangıcı oldu. Ne yazık ki 4. sezon finali itibariyle çok sevdiğim Homeland’i bırakma kararı aldım…
Yazının bundan sonrası üçüncü sezon finaline ve sonrasına dair spoiler içerebilir.
Homeland’i sevmeme neden olan temel faktör klasik CIA üzerine kurulu aksiyon dizisi olmasının yanı sıra ilgi çekici bir ana konusunun olması ve içinde bir aile dramının bulunmasıydı. Fakat üçüncü sezon sonunda Brody ailesinin diziye veda etmesiyle birlikte dizinin bu yönü ortadan kalkmış oldu ve Homeland ne yazık ki sevmediğim tarzdaki aksiyon dizilerine döndü. Özellikle ilk iki sezon boyunca sürekli zekice yazılmış bir senaryo ve türlü şaşırtıcı dönüşler izlerken dördüncü sezonda işin bu tarafı ortadan tamamen kalktı ve dizi klasik senaryolu CIA dizilerine döndü.
Aslında Homeland’in üçüncü sezonu da hiç parlak değildi. Brody’nin sahnelerinin iyice azalması belki de bir hazırlık süreciydi ama üçüncü sezondaki çoğu bölüm ilk iki sezonun çok gerisinde kalmıştı. Zaten bu düşüncedeki tek kişi ben değildim ve Homeland’in adı ödüllerden de teker teker silinmeye başladı. Sezon finali ise büyük hayal kırıklığı olmuştu ve diziyi bırakmayı daha o zamandan düşünmüştüm. Fakat dizinin İstanbul’a taşınacak olması ile bir şekilde yeniden heyecan duymuştum dördüncü sezona başlarken ve devam etme kararımda bu faktör önemli rol oynamıştı. Bir de insanın üç sezon severek izlediği bir diziyi bırakması o kadar da kolay değil tabii.
Dördüncü sezonun daha ilk bölümünden İstanbul planlarının değiştiğini ve hikayenin Pakistan’a taşındığını öğrendik. Dördüncü sezonun ilk bölümü aslında bütün bir sezon olacakların habercisiydi. Daha ilk bölümden dizi bambaşka bir dizi gibi başladı ve sanki merakla izlediğim Homeland’in dördüncü sezonuna başlıyormuşum gibi değil de hiç izlemediğim bir dizinin rastgele bir bölümünü açmışım da izliyormuşum gibi hissettim. Ne yazık ki bu durum bütün sezon boyunca da böyle devam etti.
Her ne kadar ben dördüncü sezon hakkında çok kötü düşünsem de ilginç şekilde dizinin sezonu genel olarak beğenildi. Tabii ilk iki sezondaki desteği bir daha asla almayacak Homeland ama çoğunluğun beğenmesinin sebebini aksiyon beklentisiyle izleyen kesime bağlıyorum. Sanırım diziyi izleyen çoğunluk Brody ve ailesinden ziyade Carrie ve aksiyon sahneleri için izliyormuş diziyi fakat ben bu sezonla birlikte diziyi asıl izleme sebebimin Brody olduğunu çok daha iyi anlamış oldum.
Oyunculuk olarak dizinin en iyisi hala şüphesiz Claire Danes. Her ne kadar Carrie karakterinin yaptığı pek çok yanlış beni sinir etse de Claire Danes’in ekranlardaki en başarılı kadın oyunculardan biri olduğunu belirtmek gerek. Sanıyorum dizi bitene kadar dizinin adı ödüllerden tamamen silinse bile Claire Danes bir şekilde adını listelere taşımaya devam edecek. Umarım dizi bir an önce biter de farklı projelerde izleyebiliriz kendisini…
Dizinin bir diğer önemli oyuncusu olan Mandy Patinkin bu sezon genelinde daha az ortalarda gözükse de sezonun en iyi bölümleri onun sahnelerinin arttığı bölümlerdi. Doğrusu Saul Berenson karakteri dizide yer almaya devam eden karakterler arasında en çok özlediğim olacak ve Mandy Patinkin’in de ödüllerde yer almaya devam etmesinden rahatsızlık duymam.
Peter Quinn karakterini canlandıran Rupert Friend’in bu sezon rolü biraz daha arttı. Her ne kadar Quinn karakteri izleyiciye sevdirilip Brody’nin açığı kapatılmak istense de bunda başarılı olunabildiğini söylemek çok güç.
Daha çok House of Cards’tan tanıdığımız Corey Stoll ve Life of Pi’ın yıldızı Suraj Sharma yeni sezona başlarken ilgi çekici gözüken transferlerdi fakat iki oyuncunun da dizideki ömrü pek uzun olmadı.
Başta da dediğim gibi benim için Homeland macerası buraya kadarmış. Bundan böyle diziyi izlemem için ortada herhangi bir sebep göremiyorum. Aslında bu benim için hiç kolay bir durum değil ve şu ana kadar dördüncü sezonuna kadar gelip bıraktığım hiçbir dizim olmamıştı. Kararımdan dönmem için de dizinin gidişatında çok olağanüstü bir durumun gerçekleşmesi gerekir ki bu da pek ihtimaller dahilinde gözükmüyor.
Her şeye rağmen Homeland’i izlemek güzeldi. Özellikle ilk iki sezonu gerçekten son yıllardaki en başarılı diziler arasında gösterilebilir. Hala Homeland’i izlememiş varsa ilk iki sezonunu izlemesini şiddetle tavsiye ederim. Fakat üçüncü sezon sonrasına hiç bulaşmamanızda fayda var. Keşke üçüncü sezon sonunda dizi bitirilseydi de dizinin adı lekelenmeseydi fakat maalesef yapımcılar öyle bir yol tercih etmediler. Sonuçta hala onlar için getirisi olan bir iş Homeland…
Yorum Yazın