İran’da doğup, Danimarka’da yetişen Ali Abbasi kariyerini daha çok Avrupa sinemasının izindeki yapımlarla sürdürmekteydi. Bu yıl ise yönetmen yönünü ana vatanına çevirerek İran gerçeklerini haykıran bir yapımla karşımıza çıktı. Yönetmenin 2018’deki Border‘ını hiç sevememiş biri olarak “Holy Spider” için de oldukça temkinliydim. Fakat filmin her yerden topladığı övgüler, son olarak Oscar’da Danimarka’nın adayı olarak kısa film listesine kalması beni filme şans vermeye itti…
İran’ın en büyük şehirlerinden Meşhed’de kişisel cihadını ilan eden bir aile babası, şehirdeki hayat kadınlarını öldürmeye başlar. Her gece adeta ava çıkar gibi hayat kadınlarını tek tek toplayıp onları öldüren bu adam, şehirde “örümcek katili” olarak anılmaya başlar. Öldürülen profilden dolayı devlet makamlarının pek önemsemediği bu seri katilin peşine düşme görevi cesur kadın gazeteci Rahimi’ye (Zar Amir-Ebrahimi) düşer…
İran’daki çağ dışı ahlak polisliği uygulaması konusunda farkındalığımızın her zamandakinden de yüksek olduğu bir dönem içerisindeyiz. Batının fantastik bir evrenmiş gibi baktığı bu uygulamalar ne yazık ki yanı başımızda. Ali Abbasi de ülkesindeki bu durumu oldukça rahatsız edici bir yöntemle eleştirmiş. Gerçek olaylardan esinlenen film, pek tabii İran tarafında hoş karşılanmayarak yasaklanmış. Filmin çekimleri de Ürdün’de yapılmış…
Holy Spider’ın eleştirdiği noktalardaki aşırı haklılık payı inkar edilemez. Fakat zaten bildiğimiz bu gerçekleri bir kez daha çok rahatsız edici bir yolla görmeye ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum. Benim için Holy Spider izlemesi zor, sürükleyiciliği olmayan, tahmin edilebilirliği çok yüksek, iç karartıcı bir filmdi. Ali Abbasi filmleri de benim için ikide sıfır oldu. Bundan sonraki filmlerinden mümkün oldukça uzak durmaya çaba göstereceğim…