Adsız Aşıklar – 1. Sezon

Netflix’in bu yılki yeni yerlilerinden şans vermek istediklerimden biri Halit Ergenç ve Funda Eryiğit’in başrolleri paylaştıkları Adsız Aşıklar’dı. Oldukça düşük beklentilerle başladığım dizi, şaşırtıcı şekilde beni baştan sona sürükledi… Aşkı tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak gören bir adamın açtığı Aşk Hastanesi’nde kendisine tam zıt karakterdeki bir kadınla tanışmasıyla gelişen olayları konu alan dizi, oldukça özgün ve eğlenceli bir konuya sahip. Ana karakterlerin zıtlığı çok eğlenceli bir şekilde kurgulanmış ve ikili arasında hem oldukça keyifli hem üzerinde düşündüren diyaloglar ortaya çıkmış. Başrolde Halit Ergenç pek görmediğimiz bir yüzünü göstererek şahane oynamış, Funda Eryiğit de ona çok iyi ayak uydurmuş. Teoman, Yetkin Dikinciler, İştar Gökseven gibi renk katan pek çok ünlü konuğa da ev sahipliği yapan dizi, gerek bölümlük konuları gerekse süregelen konularıyla benden epey iyi not aldı. İkinci sezon onayını da kapan diziyi takibi sürdüreceğim…

Adsız Aşıklar 1. Sezon
7.8

Black Mirror – 7. Sezon

İngilizlerin dünya televizyonlarına armağanlarından Black Mirror, zaman içerisinde Netflix’e transfer olarak ana akım izleyicinin radarına girip en ünlü televizyon dizilerinden birine dönüşmüştü. Ne var ki her bölümü farklı olayları konu alan ve adeta mini filmlerden oluşan dizinin bölümlerinin kalitesi değişkendi. Dört senelik aranın ardından gelen 6. sezon ise artık diziden iyice soğuyup bırakma noktasına gelmeme neden olmuştu ve hatta sezonu yarıda da bırakmıştım… Daha pozitif tepkiler alan 7. sezon ise diziyle aramı fazla açmadan geri dönmemi sağladı. Altı bölümden oluşan yeni sezon aslında ilk sezonlarla yarışacak düzeyde bölümlere sahip değildi ama kendi içerisinde daha dengeli ve ilk sezon havasını daha çok hissettiren bölümlere sahipti… Sezonun en çok beğendiğim bölümü Chris O’Dowd ve Rashida Jones’lu, ilk bölüm “Common People” oldu. “Bete Noire” dizinin en özgün bölümleri arasında anılacak türdendi tümüyle bayılmasam da. Diğer bölümler de oldukça iyi yanları olsa da yer yer sıkıcı durumuna düşebilen bölümlerdi. Çok sevilen 4. sezon bölümü USS Callister’ın devam bölümü de sezonun en dikkat çekici bölümlerinden biriydi… Uzun lafın kısası Black Mirror, son sezonuyla “yıkılmadım ayaktayım” dedi bizlere. İlk sezonlarındaki pek çok şey hayatımızdaki gerçekliğe dönüşmüş ve dönüşmek üzereyken hala ilgi çekici şeyler sunabilmeleri takdire değer…

Black Mirror 7. Sezon
7.9

Pera Palas’ta Gece Yarısı – 2. Sezon

Az ama öz ve düzenli dizi yayınlanan günleri özlüyorum. Uzun yıllara yayılmış pek çok dizinin peşine düşmek ve hepsine hafızamızda yer ayırmak zorlu bir konu. Netflix’in 2022’de başlatıp yeni sezonu için iki buçuk yıl beklettiği Pera Palas’ta Gece Yarısı da bahsettiğim durumun bariz örneklerinden. Çok bayılmasam da severek izlediğim dizinin yeni sezonunu tamamen gözden kaçırınca iki buçuk yıllık arayı üç buçuk yıla çıkarmış oldum. İlk sezona dair çok az şey hatırladığım diziye yeniden ısınmam ise çok zaman almadı. Zamanda seyahat konuları seven biri olarak yeni sezona da kolayca alıştım. İkinci sezonda ana zaman dilimimiz Kurtuluş Savaşı yıllarından Atatürk sonrası döneme doğru kaymış. Her ne kadar ilk sezonki zaman dilimi daha ilgi çekici olsa da -şu noktada hafızamın ne kadar güvenilir olduğu şüpheli olsa da- ikinci sezonun konusunu daha derli toplu buldum. Özellikle Güven Murat Akpınar’ın ters köşe roldeki kötü adamı diziye güç katmış. Nezaket Erden, Tülin Özen gibi sevdiğim oyuncuları da az ama kritik rollerde görmek memnun etti. Dijital platformların ilk geldiği dönemde beklediğimiz türden dizilere iyi bir örnekti Pera Palas’ta Gece Yarısı, hafifsenmeyecek kusurlarına rağmen yerli diziler içerisinde özgün bir tat olarak kalacak benim için. Konu devama açık ama şu sıralar üçüncü sezon kokusu gelmiyor…

Pera Palas’ta Gece Yarısı 2. Sezon
7.3

Based on a True Story – 2. Sezon

The Big Bang Theory sonrası kendine fena sayılmayacak bir kariyer yolu çizip iki Emmy adaylığını cebine koyan Kaley Cuoco uğruna başladığım Based on a True Story, sürükleyici konusuyla kendisini izlettirmişti. Bizde TOD’da yayınlanan Peacock dizisinin ikinci sezonu da ilk sezonu pek aratmayacak cinstendi. Yine fazlasıyla abartılı performanslara ve olaylara ev sahipliği yapan dizi, bunu bir şekilde kendisine yakıştırıyor. Bu sezonun renk katan unsurlarından biri de Brooklyn Nine-Nine’dan tanıdığımız Melissa Fumero’nun diziye katılması oldu… Seri katili zaman zaman sempatik gösterme gibi riskli hareketlerine devam eden dizi, konusunun zorluklarıyla çok da kötü başa etmiyor. İkinci sezonu sonrası 16 bölümle ekran macerasını sonlandırmış gözüken dizi, hafızamda pozitif yer eden bir çerezlik olarak kalacak…

Based on a True Story 2. Sezon
7.2