Sinemanın en görkemli, en prestijli festivali olan Cannes Film Festivalinde bu yılın filmlerini şurada konuşmuştuk. Merakla beklenen festival geldi ve bu geceki ödül töreniyle sonlandı…
Bu yılın Altın Palmiye kazananı İsveçli yönetmen Ruben Östlund’un yönettiği The Square oldu. Yönetmeni birkaç yıl önce epey ses getiren Force Majeure filminden tanımanız mümkün. İlginç bir taşlama olduğu ve oldukça da komik olduğu söylenen filmde Elisabeth Moss, Dominic West gibi daha çok televizyon dünyasından tanıdığımız iki isim başrollerde yer alıyor.
Festivalin en prestijli ikinci ödülü olan Büyük Jüri Ödülünü 12 Beats Per Minute kazandı. Robin Campillo’nun yönettiği eleştirmen favorisi film, AIDS’i merkezine alıyor. Bir diğer jüri ödülü olan Jüri Özel Ödülünü ise son olarak Leviathan ile sükse yapan Rus yönetmen Andrey Zvyagintsev’in pek beğenilen filmi Loveless aldı.
Festivalin en ilgi çekici filmlerinden biri olan The Beguiled ile Sofia Coppola en iyi yönetmen ödülünü kazanırken en iyi senaryo ödülünü The Killing of a Sacred ve You Were Never Really Here paylaştı. Oyunculuk ödüllerinden en iyi erkek oyuncu ödülünü yine You Were Never Really Here filminden Joaquin Phoenix kazanırken en iyi kadın oyuncu ödülünü ise Fatih Akın’ın yönettiği In The Fade filmiyle Diane Kruger kazandı. Bu arada festivalde dört farklı projeyle birden varlık gösteren Nicole Kidman’a özel bir ödül takdim edildi.
70. Cannes Film Festivalinin en çok tartışılan konusu hiç şüphesiz jüri başkanı Pedro Almodovar’ın Netflix filmlerini ödüller için değerlendirmeyeceğini açıklaması oldu. Okja ve The Meyerowitz Stories filmleriyle ilk kez festivalde boy gösteren Netflix, filmlerini sinema gösterimine sokmadığı için bir kısım sinemacılardan tepki çekti. Diğer taraftaki sinemacılar ise pek çok sinemacı için yeni bir fırsat haline gelen Netflix’i savundu. Bu tartışmada son gülen Pedro Almodovar olmuş gözüküyor, gerçekten yönetmen sözünü tutup hiçbir dalda Netflix filmlerine ödül vermemiş. Oysa iki film de beğenilmişti…
Festivaller denilince akla ister istemez Oscar geliyor. Henüz Oscar 2018 için önümüzde çok uzun bir yol var ve Cannes’ın aslında Oscar için çok da anlam ifade ettiğini söylemek zor. Fakat bazı filmler burada gösterildi ve yarışa başlamış oldu. Her ne kadar Cannes ödüllerinde sürpriz şekilde varlık gösterememiş olsa da Wonderstruck Oscar için en çok öne çıkan festival filmi olmuş olabilir. Carol’ın yönetmeni Todd Haynes imzası taşıyan film epey beğenildi ve Oscar’la da uyum sağlayabilir. Uzun zamandır Akademi radarında olmayan Sofia Coppola, The Beguiled ile Lost in Translation sonrası ilk kez varlık gösterebilir. Oscar almamış en yetenekli oyunculardan olan Joaquin Phoenix’in Cannes zaferi sonrası Oscar muhabbetlerine dahil olması çok olası. The Lobster ile senaryo dalında Oscar adaylığı kazanan Yorgos Lanthimos’un yeni filmi The Killing of a Sacred Deer da en azından senaryo kategorisinde yeniden anılabilir. Netflix filmleri Okja ve The Meyerowitz Stories‘in de Akademi ile arasının daha iyi olması olası. The Meyerowitz Stories’te Adam Sandler’ın performansının da çok beğenildiği ve ayakta alkışlandığı söyleniyor. Yani her yıl Razzie adayı olan Adam Sandler’ın Oscar adaylığından bahsediyor olabiliriz. Tabii her şey için henüz çok erken, Eylül sonuna doğru Oscar’a yönelik festivallerle her şey şekillenmeye başlayacak…
Yorum Yazın