Sinema dünyasının en prestijli festivali Cannes Film Festivali, pandemi nedeniyle verilen bir yıllık aranın ardından geri döndü. Her yıl mayıs ayında yapılmasına alıştığımız festival, bu yıl pandemi koşulları nedeniyle temmuza ertelendi. İki yılın birikmişliğinin de etkisiyle çok sayıda iyi filmin gösterime girdiği festivalde tam 24 film Altın Palmiye için yarışırken bu filmlerin dışında da pek çok film farklı kategoriler kapsamında ilk gösterimini gerçekleştirdi…
Bu yıl Amerikalı yönetmen Spike Lee’nin jüri başkanlığını yaptığı festivalde büyük ödül, ilk filmi “Raw” ile ses getiren Fransız yönetmen Julia Docournau’ya gitti. “Titane” adını taşıyan filmiyle Altın Palmiye ödülünü kazanan genç yönetmen, aynı zamanda bu ödülü kazanan ikinci kadın yönetmen olarak da tarihe geçti. Böylece Jane Campion’un 1993’te “Piano” ile kazandığı yıldan beri süren yalnızlığı son bulmuş oldu, Cannes adına bir ayıp temizlenmiş oldu…
Öte yandan pozitif ayrımcılık gibi gözüken bu durum uzaktan pozitif gibi gözükse de en sevdiğim yönetmenlerden olan Asghar Farhadi’nin ilk Altın Palmiye ödülünü almasını engellemiş oluşuna biraz üzülmüş olabilirim. İranlı yönetmenin oldukça iyi tepkiler alan yeni filmi A Hero, festivalin en prestijli ikinci ödülü olan Grand Prix’i Fin yönetmen Juho Kuosmanen’in “Compartment Number 6” adlı filmiyle paylaştı…
Tıpkı ikincilik ödülü gibi üçüncülük ödülü olan jüri ödülü de bu yıl iki film arasında paylaştırıldı. Bu ödül için paydaşlar ise İsrailli Nadav Lapid’in “Ahed’s Knee” filmi ile Taylandlı Apichatpong Weerasethakul imzalı “Memoria” oldu…
Avustralyalı Justin Kurzel’in “Nitram” filminden Caleb Landry Jones erkek oyuncu ödülüne layık görülürken kadın oyuncu ödülünü ise Norveçli Joachim Trier’ın “The Worst Person in the World” filminden Renate Reinsve aldı… En iyi yönetmen ödülünü merakla beklenen “Annette” filmiyle Leos Carax kazanırken, en iyi senaryo ödülü ise festivalin en çok övgü alan filmlerinden “Drive My Car”a gitti…
Blogun ilk yıllarında Cannes Film Festivaliyle ilgili özel içerikler üretmeye çalışsam da son yıllarda ihmal etmek durumunda kalmıştım. Bu yıl yeni bir yazı serisine dönüşmesini umarak ödüllerle birlikte festivalde en çok ilgimi çeken filmleri ve filmler hakkındaki ilk bilgileri paylaşmak istiyorum. Umarım tüm bu filmleri en kısa zamanda ülkemizde de kolayca erişebileceğimiz bir şekilde izleme şansı yakalayabiliriz…
Filmlerle ilgili ilk tepkilerle ilgili bilgi vermesi açısından dört önemli sinema sitesi kullanıcılarından (veya eleştirmenlerinden) aldığı oyları da paylaşmak istedim. Fakat buradaki notların çok az veriyle oluştuğunu ve siz bu satırları okurken çok değişmiş olabileceğini vurgulamamda fayda var. Özellikle IMDb puanlarının şu aşamada nihai puanlardan çok çok uzak olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim…
İşte sırasıyla bu yılki Cannes Film Festivalinden en çok ilgimi çeken 24 film:
1. A Hero / Asghar Farhadi / İran
Metascore: 78 / RottenTomatoes: %100 / IMDb: 8.9 / Letterboxd: 3.6
Ülkesi dışına çıktığı ilk filmi Everybody Knows ile beklentileri karşılayamayan Asghar Farhadi, özüne kendi ülkesinde dönmüş gibi gözüküyor. Filmin aldığı tepkilere bakılırsa yönetmenin iyi işlerine benzer nitelikte bir iş bizi bekliyor. Yönetmenin A Separation’dan bu yana en iyi işi olduğunu dahi iddia edenler var. Filmin Amerika’daki haklarını Amazon aldı ve bu ortaklık üçüncü kez bir Asghar Farhadi filminin yabancı dilde film Oscar’ı aldığı bir tabloya dönüşebilir. Asghar Farhadi’nin Oscar’da “en iyi yönetmen” adaylığı için de şimdiden iddialı olduğunu söylemek mümkün…
2. The French Dispatch / Wes Anderson / ABD
Metascore: 82 / RottenTomatoes: %89 / IMDb: 7.6 / Letterboxd: 3.6
Wes Anderson’ın çok uzun süredir beklenen ve sürekli ertelenen yeni filmi nihayet görücüye çıktı. Yıldızlar topluluğu şeklindeki devasa kadroya sahip film için ilk tepkiler oldukça olumlu. Gazetecilikle ilgili önemli mesajlar veren film, Wes Anderson’ın önceki işlerine göre daha cesur ve yoğun içerikli bulunmuş. Cannes’dan ödülsüz dönmesi yanıltıcı olmasın, Oscar’da filmin ödüle ve adaylığa boğulması hala epey yüksek ihtimal. Film, gösterimi sonrası Cannes klasiği olarak dakikalarca ayakta alkışlanmış. Oyuncu kadrosundan şimdilik Jeffrey Wright ismi yardımcı erkek oyuncu kategorisi için öne çıkmış gibi gözükse de ilk reaksiyonların zaman zaman yanıltıcı olduğunu söylemek mümkün…
3. The Worst Person in the World / Joachim Trier / Norveç
Metascore: 87 / RottenTomatoes: %100 / IMDb: 8.0 / Letterboxd: 3.9
Norveçli ünlü yönetmen Joachim Trier, önceki işlerine ilgi duyduğum bir yönetmen olmasa da bu kez radarıma girmekte hiç zorlanmayan bir işe imza attı. Film için gelen ilk yorumlar fazlasıyla heyecan verici, beğenmeyeni neredeyse yok. Başrol oyuncusu Renate Reinsve’nin adını da bu yıl pek sık duyacağız gibi gözüküyor…
4. Compartment Number 6 / Juho Kuosmanen / Finlandiya
Metascore: 76 / RottenTomatoes: %78 / IMDb: 6.5 / Letterboxd: 3.6
Kutuplara giden tren yolculuğu konusu başlı başına heyecan vericiyken filmin aldığı tepkiler ve ikincilik ödülü heyecanı katladı. Yönetmen veya Finlandiya sineması hakkındaki bilgim çok sınırlı olsa da yolunu gözlediğim filmler arasına üst sıralardan dahil oldu…
5. Drive My Car / Ryusuke Hamaguchi / Japonya
Metascore: 85 / RottenTomatoes: %100 / IMDb: 6.6 / Letterboxd: 3.8
Bu yıla iki övgü dolu film sığdırmayı başaran Japon yönetmen Hamaguchi’nin Berlin’deki işi Wheel of Fortune and Fantasy ile pek uyuşamamıştık. Fakat üç saatlik bu yeni filmi için heyecanlanmamak zor. Filme gelen eleştiriler muazzam, konu da bir hayli ilgi çekici duruyor…
6. Annette / Leos Carax / Fransa – ABD
Metascore: 71 / RottenTomatoes: %89 / IMDb: 7.0 / Letterboxd: 3.6
Geçen yıldan beri merakla beklenen Annette de nihayet Cannes’da görücüye çıkan filmlerden oldu. Film için gelen tepkiler iki uçta olsa da genel olarak filme bakışın pozitif olduğunu söylemek mümkün. Leos Carax’ı ünlü eden işi Holy Motors’tan nefret eden biri olarak bu filmi çok daha fazla sevebileceğimi düşünüyorum ki umarım yanılmam. Filmin Oscar açısından en büyük şansı ise Adam Driver olacak gibi. Performansına övgüler epey fazla, fakat bunun Oscar adaylığına dönüşme ihtimallerini konuşmak için henüz çok erken… Filmde Marion Cotillard ve Simon Helberg’ün de yer aldığını hatırlatalım. Önümüzdeki ay (Ağustos’ta) Amerika’da Amazon Prime Video’da gösterilecek filmin ülkemizdeki akıbeti ise henüz belirsiz…
7. Red Rocket / Sean Baker / ABD
Metascore: 78 / RottenTomatoes: %94 / IMDb: 7.2 / Letterboxd: 3.7
Son olarak The Florida Project ile ses getiren Sean Baker, iddialı bir geri dönüşle hayranlarını mutlu edecek gibi gözüküyor. Bir porno yıldızının küçük kasabasına geri dönmesini konu alan film, yine tartışmalı noktalar içeriyormuş. Fakat buna karşın filme gelen tepkiler genel anlamda oldukça pozitif. Oscar yarışında da filmin adı sıkça karşımıza çıkacak gibi gözüküyor…
8. Benedetta / Paul Verhoeven / Fransa – Hollanda
Metascore: 68 / RottenTomatoes: %81 / IMDb: 6.7 / Letterboxd: 3.3
Basic Instinct gibi en ünlü kışkırtıcı filmlerden birine imza atan Paul Verhoeven, son filmi Elle sonrasında uzun bir aranın ardından geri döndü. Yine tüm kışkırtıcılığıyla… 17. yüzyıl İtalya’sındaki dini baskı ortamındaki rahibelere odaklanan filme dair gelen tepkiler karışık olsa da genel hava olumlu gözüküyor. Başrolünde Virginie Efira’nın yer aldığı filmde ünlü aktris Charlotte Rampling de yer alıyor…
9. Stillwater / Tom McCarthy / ABD
Metascore: 55 / RottenTomatoes: %82 / IMDb: 6.3 / Letterboxd: –
Spotlight ile Oscar’da büyük ödülü kazanan Tom McCarthy’nin yeni filmi de her ne kadar yarışma kapsamında olmasa da Cannes’da gösterime girenlerdendi. Filme gelen ilk tepkiler pek de parlak sayılmaz, anlaşılan beklentilerin aksine güçlü bir Oscar rekabetçisi olamayacak. Fakat bu filmden tamamen umudu kesmeye engel değil. Cannes’da vasat yorumlar alan filmlerin Amerikan topraklarında daha iyi karşılandığı örnekler çok. Matt Damon ve Abigail Breslin’in başrolleri paylaştığı film, bu ayın sonunda Amerika’da gösterime girecek. Türkiye için ise değişiklik olmazsa 10 Eylül’ü beklemek gerekecek…
10. Titane / Julia Ducournau / Fransa
Metascore: 73 / RottenTomatoes: %95 / IMDb: 6.5 / Letterboxd: 3.7
Altın Palmiye ödüllü filmimiz bir hayli rahatsız edici ve izlemesi zor bir film gibi gözüküyor. Bu nedenlerden ötürü yönetmenin ilk filmini de izlememiştim. Bu kez “bu filme mi ödül vermişler” diyebilmiş olmak için izleyeceğim gibi gözüküyor. Tabii umarım yanılırım ve Spike Lee önderliğindeki jüriye bu filme ödül verip izlememe sebep oldukları için teşekkür konuşması hazırlarım…
11. Everything Went Fine / François Ozon / Fransa
Metascore: 70 / RottenTomatoes: %93 / IMDb: 4.8 / Letterboxd: 3.2
Ünlü Fransız yönetmen François Ozon, yakın zamanda ölen arkadaşının kitabından uyarladığı yeni filmiyle ötanazi konusunu odağına alıyor. Film pek gürültü koparmasa da aldığı yorumları çoğunlukla pozitif. Muhtemelen yönetmenin sinemasını sevenleri memnun etme ihtimali yüksek bir film bizi bekliyor…
12. Memoria / Apichatpong Weerasethakul / Tayland
Metascore: 89 / RottenTomatoes: %88 / IMDb: 7.0 / Letterboxd: 3.4
Tilda Swinton’ın başrolünde yer aldığı film, bu yılki Cannes’ın en çok ilgi gören filmlerinden bir tanesi oldu. Her ne kadar film, ilgi çekici olabilecek bir konuya sahip olsa da yönetmenin tarzının bana pek uyduğunu söyleyemem. Gelen yorumlar da filmin aşırı yavaş olduğu şeklinde. Benim açımdan iyi bir sürpriz olmasını umacağım. Fakat yıl içinde adını en çok duyacağımız filmlerden olacağı kesin gibi…
13. Bergman Island / Mia Hansen-Love / Fransa
Metascore: 76 / RottenTomatoes: %72 / IMDb: 6.4 / Letterboxd: 3.4
Bergman’ın yaşadığı topraklara gidip orada ilham bulmayı amaçlayan bir sinemacı çiftin hikayesi festivalin dikkat çekici işlerinden biri gibi gözüküyor. Son dönemde radarıma giremeyen işlerde yer alan Mia Wasikowska’nın başrolünde yer aldığı filmde Tim Roth, Vicky Krieps gibi tanıdık isimler de yer alıyor. Hem oyunculuk performanslarına hem de filme gelen ilk tepkiler gayet olumlu…
14. The Souvenir: Part II / Joanna Hogg / İngiltere
Metascore: 100 / RottenTomatoes: %96 / IMDb: 8.1 / Letterboxd: 3.8
2019 yapımı ilk filmi henüz izlememiş biri olarak devam filmini listeye almam biraz garip kaçsa da filmin aldığı aşırı övgülere kayıtsız kalmak çok zor. Hazır Netflix’e de gelmişken ilk filmi izleme zamanı geldiğine dair önemli bir işaret oldu. Umarım ilk filmi geç izlediğime pişman olur, ikincisine de büyük hayranlık duyarım…
15. Flag Day / Sean Penn / ABD
Metascore: 55 / RottenTomatoes: %38 / IMDb: 4.2 / Letterboxd: 2.4
Bir önceki The Last Face ile yine Cannes’da büyük bir hüsran yaşayan Sean Penn, 5 yıl sonraki yeni filmiyle önceki kadar berbat eleştiriler almasa da festivalin az beğenilen işlerinden birine imza atmış gözüküyor. Filmde Josh Brolin, Katheryn Winnick, Regina King, Eddie Marsan gibi tanıdık isimlere yer veren Sean Penn’in asıl sürprizi ise kızı Dylan Penn ile karşılıklı olarak filmde baba kızı oynuyor olmaları. Umarım Cannes’daki tepkiler aldatıcıdır ve kağıt üzerinde başarılı olmaya aday bu film iyi çıkar…
16. Clara Sola / Nathalie Alvarez Mesen / İsveç – Kosta Rika
Metascore: – / RottenTomatoes: %100 / IMDb: 7.3 / Letterboxd: 3.4
Kosta Rika kökenli İsveçli genç bir yönetmen olan Clara Sola’nın ilk uzun metrajı olan film, Kosta Rika’nın uzak bir kasabasında dini ve sosyal baskılardan arınıp yeni bir hayata adım atan kırklarındaki bir kadının hikayesini ele alıyor. Umarım çok az kişiye ulaşan çok küçük bir film olarak kalmaz ve yakın zamanda karşımıza çıkar…
17. Paris, 13th District / Jacques Audiard / Fransa
Metascore: 79 / RottenTomatoes: %67 / IMDb: 6.0 / Letterboxd: 3.7
Fransızların ünlü yönetmenlerinden olan Jacques Audiard, The Sisters Brothers ile verdiği küçük bir Amerika arasının ardından ülkesine döndü. Yönetmenin sevdiğim işleri olsa da özellikle hayranı olduğum bir isim olduğunu söyleyemem. Yeni filmi için de beklentilerim orta düzeyde. İlk tepkiler hiç de fena değil gibi gözüküyor…
18. Vortex / Gaspar Noé / Fransa
Metascore: 85 / RottenTomatoes: – / IMDb: 7.5 / Letterboxd: 3.6
Aykırı filmleriyle geniş hayran kitlesi edinse de hiç sevemediğim Fransız yönetmen, bu kez aykırılığını daha farklı bir şekilde yansıtacakmış gibi gözüküyor. Yaşlılık, demans hastalığı gibi temalar etrafında dolaşan filmin bugün kadarki en olgun Noé filmi olduğu söyleniyor. Filmin tamamının ekran bölme teknolojisiyle hazırlanması ise en dikkat çekici teknik detayı durumunda. Umarım sevdiğim ilk Gaspar Noé filmi olarak tarihe geçmeyi başarır…
19. Lingui / Mahamat-Saleh Haroun / Çad
Metascore: 79 / RottenTomatoes: %93 / IMDb: 5.6 / Letterboxd: 3.1
Küçük kızı kürtaj olmak isteyen Müslüman bir annenin yaşadıklarını anlatacak film, festivalin dikkat çekici filmleri arasında gözüküyor. Oscar’da yabancı film kategorisinde iddialı olması muhtemel filmin ABD, İngiltere, Türkiye dahil pek çok ülkedeki yayın haklarını MUBI aldı. Umarım bizlerle paylaşmak için çok uzun süre beklemezler…
20. Mothering Sunday / Eva Husson / İngiltere
Metascore: 68 / RottenTomatoes: %90 / IMDb: 6.0 / Letterboxd: 3.0
Olivia Colman ve Josh O’Connor’u The Crown sonrası yeniden buluşturan film, kraliyete uzak olmayan Oscarlı Colin Firth’ü de bünyesinde bulunduruyor. 1. Dünya Savaşı dönemindeki karmaşık bir aşk hikayesine odaklanan filmin aldığı ilk tepkiler çok güçlü olmamakla birlikte hiç fena değil…
21. After Yang / Kogonada / ABD
Metascore: 84 / RottenTomatoes: %84 / IMDb: 7.7 / Letterboxd: 3.6
İlk filmi Columbus ile fena bir iş çıkarmayan Kogonada, bu kez bir bilimkurgu filmiyle geliyor. Colin Farrell, Haley Lu Richardson gibi tanıdık isimlerin de yer aldığı film için ilk eleştiriler epey pozitif. Fakat herkese hitap etmeyecek türden bir bilimkurgu olacağını tahmin etmek de zor değil. Umarım filmi seven tarafta olurum…
22. Belle / Mamoru Hosoda / Japonya
Metascore: 89 / RottenTomatoes: – / IMDb: 8.3 / Letterboxd: 3.5
Bir önceki animesi Mirai ile Oscar adaylığı kazanan Japon yönetmen, yeni filmiyle aynı başarıyı tekrarlama yolunda… Film için gelen ilk tepkiler çok iyi. Anime türü beni pek heyecanlandıran bir tür olmasa da aynı düzeydeki tepkilerin devamı halinde filmin izleme radarıma girmesi hiç zor olmayacak…
23. Ahed’s Knee / Nadav Lapid / İsrail
Metascore: 74 / RottenTomatoes: %76 / IMDb: 5.7 / Letterboxd: 3.0
İsrailli yönetmen önceki işlerini takip ettiğim isimlerden biri olmasa da aldığı üçüncülük ödülü yılın takibe değer işlerinden biri olduğuna işaret. Yönetmen, filmde kendisinden izler taşıyan yarı otobiyografik bir hikayeye yer vermiş. Filme genel tepkiler çok coşkulu olmamakla birlikte olumlu…
24. Nitram / Justin Kurzel / Avustralya
Metascore: 82 / RottenTomatoes: %71 / IMDb: 6.1 / Letterboxd: 3.2
Justin Kurzel ilgimi çekmeyen filmlere imza atan bir yönetmen ve yeni filmi de ilgimi çekmeyen türden bir konuya sahip. Fakat filmin ilk eleştirileri hiç fena değil. Festivalde erkek oyuncu ödülüne layık görülen Caleb Landry Jones başta olmak üzere oyunculuk performansları ciddi övgüler aldı. Caleb Landry Jones’un performansı için Joker benzeri olduğu yorumlar var ve Oscar’da da şansı olabileceği söyleniyor. Tabii gerçek bir katliamdan uyarlanıyor olması bu ihtimalleri fazla da ciddiye almamak yönünde işaret olabilir…
Altın Palmiye’ye aday olan diğer filmler…
Casablance Beats / Nabil Ayouch / Fas
Metascore: 64 / RottenTomatoes: %80 / IMDb: 6.2 / Letterboxd: 3.1
The Divide / Catherine Corsini / Fransa
Metascore: 62 / RottenTomatoes: %71 / IMDb: 4.9 / Letterboxd: 3.5
France / Bruno Dumont / Fransa
Metascore: 49 / RottenTomatoes: %50 / IMDb: 4.2 / Letterboxd: 2.8
Petrov’s Flu / Kirill Serebrennikov / Rusya
Metascore: 73 / RottenTomatoes: %88 / IMDb: 6.2 / Letterboxd: 3.1
Three Floors / Nanni Moretti / İtalya
Metascore: 42 / RottenTomatoes: %33 / IMDb: 5.4 / Letterboxd: 3.0
The Restless / Joachim Lafosse / Belçika
Metascore: 79 / RottenTomatoes: – / IMDb: 4.7 / Letterboxd: 3.3
The Story of My Wife / Ildiko Enyedi / Macaristan
Metascore: 40 / RottenTomatoes: %17 / IMDb: 5.6 / Letterboxd: 3.0