Yılın en sürpriz devam filmlerinden biri 2017 yapımı A Dog’s Purpose‘ın devamı niteliğindeki A Dog’s Journey oldu. Filmde oynayan hayvanların çektiği güçlükler nedeniyle tartışma konusu olan ilk filmin yaşadığı gişe başarısı yapımcıları harekete geçirdi ve devam filminin yolu açılmış oldu. Şahsen ilk filmin devama açık olmadığını düşünüyor olsam da olumlu yorumlar beni filme şans vermeye itti. Ve evet, aslında konu devama açıkmış ve ilkinden daha iyi bir filmle karşı karşıyayız…
İlk filmde köpeğimiz Bailey’nin pek çok kez ölerek farklı bedenlerde yeniden hayata dönüşünü izlemiştik. Bu hayatlarda bir anlam arayan Bailey, anlamı Ethan’a (Dennis Quaid) olan sonsuz sevgi ve sadakatında bulmuştu. İkinci filmimizde de hem Bailey hem de Ethan bizimle. Fakat Ethan artık yaşlıdır ve Bailey, Ethan’a verdiği söz gereği onun torunu CJ (Kathryn Prescott) ile hayat döngülerine devam eder…
İlk film pek çok parça halindeki kısa filmler gibi ve biraz dağınık bir filmdi. Daha derli toplu bir görüntü içerisindeki ikinci filmde köpeğimiz Bailey’den (Molly, Max…) ziyade insan karakterlerimize de odaklanma şansı buluyoruz. Filmin başında küçük bir kız çocuğu olarak gördüğümüz CJ’in büyüme hikayesi ve hayatı boyunca Bailey’nin onun bu serüvenine etkisini izlemesi bir hayli keyifliydi. CJ’in oldukça sevilebilir karakter olmasının da bu keyifte payı büyüktü. Karakterin hem küçüklüğünü oynayan Abby Ryder Fortson hem de gençlik halini oynayan Kathryn Prescott oldukça başarılıydı…
Her ne kadar bazı karakterlerin tek boyutluluğu can sıksa da, tesadüfleri bu kadar da olmaz dedirtse de A Dog’s Journey izlemesi bir hayli keyifli bir film. Yüksek dozda hayvan sevgisi aşılayan film, izleyiciye geçirmeye çalıştığı hisleri çok iyi geçiriyor ve bazen hüzünlendirse de genel itibariyle tatlı bir gülümsemeyle kendisini izlettiriyor…
[…] birkaç ay önce A Dog’s Journey yazımda son dönemdeki köpek filmleri furyasından bahsetmiştim. Üzerinden çok geçmedi ki bu […]