Netflix’in Türkiye’deki dizi sektörüne giriş stratejisi daha çok ülkemizde benzeri görülmeyen türlerde yenilikçi eserler verme üzerine oldu. Batılı türleri, ülke tarihi ve coğrafyasıyla birleştirmeye çalışan dizilerden “Hakan: Muhafız” çok kısıtlı bir kitleye kendini beğendirebilirken “Atiye” ise çok daha fazla beğenilse de izleyiciyi ikiye bölen bir yapım olmuştu. Çok az promosyonu yapılan ve bir anda izleyici karşısına sunulan “Bir Başkadır” ise tamamen Türkiye kokan bir yapım olarak yayınlanır yayınlanmaz ülke gündeminin bir numaralı maddesi haline geldi ve Netflix’e Türkiye stratejisinde yeni bir doğru rota gösterdi…
Bir Başkadır, özellikle son yirmi yılda sosyal ve kültürel olarak giderek kutuplaşan Türkiye’nin farklı kesimlerinden birbirinden bağımsız gibi gözüken ama çok bağımlı olan insanların hikayelerini ele alıyor… Diziye bir psikiyatri seansıyla başlıyoruz. Koltuğun bir ucunda eğitimsiz, iki kelimeyi bir araya getirmekte zorlanan muhafazakar bir gündelikçi olan Meryem (Öykü Karayel) var. Karşısındaki Peri (Defne Kayalar) ise her kelimeyi özenle seçen, modern görünümdeki bir psikiyatrist. Meryem’in bayılma sorununu irdelerken bir anda farklı bir seansa bağlanıyoruz ve bu kez Peri koltukta taraf değiştiriyor ve karşısında tıpkı kendisi gibi modern görünümlü bir psikiyatrist olan Gülbin (Tülin Özen) yer alıyor. Bu seanstan anlıyoruz ki Peri’nin başı kapalılara karşı büyük ön yargıları var, bunların farkında olmasına rağmen bunları aşamadığı için işini iyi yapamıyor. Öte yandan çok geçmeden Peri’nin tıpkı kendisi gibi “elit” bir aileden geldiğini sandığı Gülbin’in kız kardeşinin de kapalı olduğunu öğreniyoruz…
Dizinin merkezindeki karakterimiz olan Meryem, abisi Yasin (Fatih Artman) ve onun majör depresyondaki eşi Ruhiye (Funda Eryiğit) ile birlikte yaşıyor. Hem Meryem hem Yasin hayatındaki her adımda hocası Ali Sadi Hoca’ya (Settar Tanrıöğen) danışmayı ihmal etmiyorlar…
Biraz önce bahsetmiş olduğum karakterler dizinin ana hatlarını oluşturuyor ve görünüşte basit bir konuyu işliyor gibi gözükse de tüm karakterlerin hikayeleri dallanıp budaklanıyor ve hem nicelik hem de derinlik olarak büyük bir karakter zenginliği karşımıza çıkıyor. Öyle bir zenginlik ki her karakterle ilgili birkaç sayfalık yazı, tüm karakterlerle ilgili bir kitap bile yazılabilecek türden…
Dizinin ender görülebilecek türden karakter zenginliğinin arkasında Berkun Oya’nın imzası var. BluTV’nin Masum dizisinde de bu konuda çok başarılı olan ünlü senarist, bu kez yönetmenliği de üstlenmiş ve her karakterle ilgili o kadar ince detaylar yakalamış ki birkaç saatte anlatılabilecek şeyleri bazen 3-5 saniyelik karelerle anlatma başarısı göstermiş…
Bir Başkadır’ı “bir başka” yapan faktörlerin en önemlisi ise şüphesiz olağanüstü görüntü yönetmenliği başarısı. İlk kez bu dizide yönetmenlik yapan Berkun Oya ve ilk kez bu dizide görüntü yönetmenliği yapan Yağız Yavru muhteşem bir ikili olmuşlar ve dünya standartlarının bile çok üstünde görüntüler, çekimler sunmuşlar. Öyle ki en sıradan sahneleri izlemek bile bu olağanüstü başarı sayesinde büyük bir keyif haline geliyor…
Bugüne kadar “bir başkadır” denilince akla ilk gelen şüphesiz Ayten Alpman’ın “bir başkadır benim memleketim” diye devam eden ölümsüz şarkısıydı. Adını oldukça pozitif duygular içeren bu şarkıdan alan dizinin dünyaya bakışı da aslında fazlaca pozitif. Birbirimizden çok farklı gözüksek de aslında birbirimizden o kadar farklı olmadığımızı ve benzer duygular taşıdığımızı vurguluyor dizi. Bununla birlikte ön yargılarımızı da yıkmamız gerektiğini savunuyor. Öyle ki dizinin başında nefret etmemiz için önümüze atılan Yasin ve Ali Sadi Hoca karakterleri ilerleyen bölümlerde en sevilen karakterler haline geliyorlar…
Dizinin pozitif mesajlar iletme isteği iyi niyetlere dayanıyor olsa da gerçekçiliği ön planda tutan dizide bir şeylerin ister istemez eksik kaldığını hissediyorsunuz. O da şüphesiz bu kutuplaşmanın temel nedeni olan siyasi faktörlerin tamamen görmezden geliniyor olması. Ülkede yaşanan pek çok olumsuzluk varken dizinin, herhangi bir şeye eleştirel yaklaşmaktan itinayla kaçınıyor olması…
Dizinin en güçlü noktalarından biri de üst düzey oyunculuk performansları. Tüm kadro işini iyi yapsa da Öykü Karayel, Fatih Artman ve Funda Eryiğit birer adım daha öne çıkan isimler durumundalar. Defne Kayalar, Tülin Özen, Settar Tanrıöğen, Bige Önal, Alican Yücesoy, Nesrin Cavadzade, Derya Karadaş kadronun diğer ağır topları arasındalar. Küçük ama çok zor bir role sahip Öner Erkan’ın da yer aldığı kısımlarda parladığını söylemek gerek…
Bir Başkadır’ın en çok konuşulan yanlarından bir başkası da yaşattığı Ferdi Özbeğen nostaljisi oldu. Şahsen bu durum beni dizide etkileyen faktörlerin alt sıralarındaydı, buna karşın bölümler içindeki müzik kullanımı daha çarpıcı buldum. Tabii bu Ferdi Özbeğen gibi bir değerimizi gün yüzüne çıkarmasına itirazım olduğu anlamına gelmiyor…
Uzun lafın kısası Bir Başkadır, yerli dizilere ciddi bir yeni soluk getirebilecek çok kaliteli ve özgün bir yapım. Özellikle inanılmaz görüntü yönetmenliğiyle üst düzey bir yapım olduğunu her an hissettiriyor. Çok sıradan görünümlü hikayelerle günümüz Türkiye’sinin kültür çeşitliliğini yansıtmayı iyi başarıyor… Ortalama 40-45 dakikalık 8 bölümden oluşan dizinin gelecek sezonları için henüz bir bilgi gelmese de devam edeceğine kesin gözle bakabiliriz. Bazı karakterlerin hikayeleri nihayetlendirilmiş gibi gözükse de elde hala sonsuz malzeme var ve Taner Birsel’in karakteri gibi henüz sadece çok ucundan gördüğümüz karakterler var. Merak ve heyecanla gelecek sezonları bekleyeceğiz …