Yabancı dizilerle tanıştığımdan bu yana sayıları artık yüzlerle ifade edilen miktarda dizi izlesem de bunların hiçbirisi sezon sayısı itibariyle It’s Always Sunny in Philadelphia’ya ulaşamadı. Bu aslında sadece bana özel bir durum da olmasa gerek. Yayın hayatına 2005’te Amerikan FX kanalında başlayan dizi, geride bıraktığı 14. sezonuyla birlikte gelmiş geçmiş en çok sezona sahip animasyon dışı komedi dizisi unvanını 1950’lerin komedisi “The Adventures of Ozzie and Harriet” ile paylaşır hale geldi…
It’s Always Sunny in Philadelphia’nın bu kadar uzun süre ekranda kalmasının en büyük sırrı aslında yaratıcı ekibinin dostluklarında saklı. Dizinin Dennis’i Glenn Howerton ve Mac’i Rob McElhenney yıllardır hem yapımcılığı, hem senaristliği hem de başrolleri paylaşıyorlar. Ekibin geri kalan üçlüsü de onlara iyi ayak uydurunca, dizinin bütçe derdi de olmayınca dizinin sessiz sedasız ekranlarda bu kadar uzun süre kalması sürpriz olmaktan çıkıyor…
It’s Always Sunny in Philadelphia benim için hep bölümler arası istikrarsız, sezonlar arası ise istikrarlı bir dizi oldu. Dizinin her bölümü birbirinden kopuk ve çoğu zaman absürt konular etrafında olduğundan çok sevdiğim bölümler kadar nefret ettiğim bölümler de bir hayli fazla. Fakat son sezonlarda sevmediğim bölümlerin sayısı daha baskın gelmeye başladı. Geride bıraktığımız 14. sezon da ne yazık ki dizinin şu ana kadar en zayıf sezonlarından bir tanesiydi.
Toplumun alt kesimini ele alarak onlar üzerinden Amerikan halkına eleştiriler yapan dizinin bu sezonki zirvesi bana göre ikinci bölüm yani “Thunder Gun 4: Maximum Cool” idi. Bu bölüm üzerinden son yıllarda sinema sektörünün geçirdiği değişime güzel dikkat çekilmiş. Sekizinci bölüm “Paddy’s Has a Jumper” ise sezon içerisinde beğendiğim diğer bölümdü. Siyah beyaz çekilen ve çoğunluğun favorisi olan “The Janitor Always Mops Twice” ise katlanmakta en çok zorlandığım bölüm oldu. Diğer bölümlerin çoğunu da vasat buldum…
Kanal ve oyuncular cephesinden gelen açıklamalara bakacak olursak It’s Always Sunny in Philadelphia’nın birkaç sezonluk daha onay alması bir hayli yüksek ihtimal. Çoğu sezonu 10 bölümü geçmeyen ve 20’şer dakikadan oluşmasıyla kolay hazmedilebilir olan diziyi yayınlandığı sürece izlemeye devam edeceğim. Fakat sanırım artık daha fazla düşüşe geçmeden sona ermesinden yanayım…