Geçen yıl Dallas Buyers Club ile ciddi bir başarı elde eden Jean-Marc Vallée hız kesmeyerek bu yıl yine iddialı bir ödül dönemi filmiyle sahalara geri döndü. Her ne kadar Dallas Buyers Club’ı beğenmiş olsam da geçen yılın fazla abartılan işlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Bu yılki “Wild” ise biraz şüpheli yaklaşsam da Reese Witherspoon’un dönüş filmi olduğu için hakkında heyecanlandığım filmlerden biri oldu. Geçen yıl iki oyuncusuna birden Oscar kazandıran Jean-Marc Vallée bu yıl da oyunculuk yönetimindeki becerisini gösterdi ve iki isme birden Oscar adaylığı kazandırdı.
Wild, ismiyle de benzerlik taşıdığı Sean Penn filmi Into the Wild ile yakın sularda gezen bir film. Ayrıca bu yıl aynı türden Tracks ile de benzer nitelikleri var. Bence üç filmin de hem artıları hem eksileri var; fakat tabii Into the Wild türün öncüsü olması nedeniyle hemen herkes için biraz daha ayrı bir yerde olacaktır. Yine de bu durum diğer iki filmin kötü olduğu anlamına gelmiyor…
Wild, hayatında pek çok sorun yaşayan bir kadının çareyi uzun bir yürüyüşe çıkışını konu alıyor. Filmin başından sonuna kadar bu uzun yolculuğa konuk oluyoruz. Bu sırada Cheryl’ın hatıralarını da zaman zaman görüyoruz ve neden yürüyüşe çıktığına biraz olsun anlam vermeye çalışıyoruz.
Bana kalırsa filmin macera kısmı oldukça başarılı. Reese Witherspoon’un harika oyunculuğunun da etkisiyle film, yer yer gerilim yaşatıyor, yer yer zorlulukları hissettiriyor. Bu yıl Tracks’i yorumlarken zorlukların yeterince iyi yansıtılmayışının bir eksik olduğunu söylemiştim. Wild, bence bu eksikliği yaşatmayarak Tracks’in bir adım önüne geçmiş.
Filmin macera kısmı her ne kadar başarılıysa geçmişe gidilen flashback sahneleri ise o kadar başarısızdı. Cheryl’ın daha çok annesi ve eski eşiyle olan ilişkilerini izlediğimiz kısımlar filmin başarısına gölge düşürdü. Her iki olay da iyi bir yere bağlanamadığı gibi beni yürüyüşe çıkma gerekliliği konusunda da ikna etmeyi başaramadı. Fakat hakkını vermem gereken bir nokta var ki geçmiş ile şimdiki zaman arasındaki geçişler çok başarılıydı. Özellikle bazı noktalarda gerçekten hayran kaldım. Keşke filmin genel anlamda da kurgusu biraz daha başarılı olsaymış, belki o zaman kendi ödüllerimde -aynı zamanda Oscar ve diğer ödüllerde de tabii- kurgu adaylığı alabilirdi Wild.
Filmin en çok öne çıkan performansı tabii ki filmi baştan sona sırtlayan Reese Witherspoon’a ait. Gittikçe sevdiğim oyuncular sıralamasında yeri yükselen Reese Witherspoon’un Walk the Line performansını da bu yıl ilk kez izlemiş ve çok beğenmiştim. Fakat sanki bu filmde performans olarak daha da iyiydi ve belki de o yıl Oscar kazanmamış olsa bu yıl kendisi için daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Filmde hemen her türlü duyguyu şüphesiz yönetmenin de başarısıyla birlikte çok iyi yansıtan oyuncunun doğrusu yıllardır neden iddialı filmler yerine ucuz romantik komedilerde yer aldığını anlayamıyorum. Umarım Wild ile birlikte yeniden üst düzey işlerde yer almaya başlar ve aynı çizgisini devam ettirir. Unutmadan bu yılki The Good Lie da Reese Witherspoon için iyi bir işti ve orada da başarılıydı fakat o film ne yazık ki şimdiden unutuldu bile.
Filmin hakkında konuşulabilecek bir oyuncusu daha var o da Oscar adaylığı kazanan Laura Dern. Sezonun erken favorilerinden biri olarak gösterilen Laura Dern buna karşın hiçbir prestijli ödülden adaylık alamamışken sürpriz şekilde Oscar’da adaylık almıştı. Doğrusu ben kendisinin bulunduğu sahneleri filmin zayıf kısımları olarak gördüğümden performansından da etkilendiğim söylenemez. Fakat bu yıl gerçekten çok zayıf bir yardımcı kadın oyuncu yarışı olduğu düşünüldüğünde adaylığı ciddi bir sürpriz sayılamaz. Yine de benim ilk 5 tercihimde hatta ilk 25 tercihimde yer almaz Laura Dern…
Sonuç olarak Wild, yaban içerisinde geçen macera tarafıyla iyi bir film ama genel anlamda bazı sıkıntılarının mevcut olduğu da doğru. Fakat ben Reese Witherspoon’un harika performansını da göz önünde bulundurarak daha çok olumlu tarafından bakmaya çalıştım not verirken. Yine de not konusunda gerçekten çok ortada kaldım ve ilk kez bunu yazıda da belirtme gereği duydum. Verdiğim 7 puanı daha sonra 6.5 olarak güncellersem şaşırmayın. Bence izlemeden geçmemeniz gereken bir film ama beklentilerinizi düşük tutmanızda fayda var…
Yorum Yazın