Sinemayı, özellikle de ödül sezonu filmlerini takip etmeyi ve ödül sezonu içindeki her filmi izleyip kendimce hakkında bir şeyler karalamayı çok sevsem de bu her iddialı gördüğüm filmi izleme isteğim her yıl birkaç tane filmi silah zoruyla izliyormuşçasına izlememe neden oluyor. Bu yıl bu durumun en bariz örneği ise Netflix’in Oscar kozu Mudbound oldu…

Mudbound, Hillary Jordan’ın kitabından uyarlanmış bir 2. Dünya Savaşı sonrası filmi… Biri siyahi, diğeri beyaz iki aileyi savaşın nasıl etkilediğini anlatan film bunu o kadar etkileyicilikten uzak bir yolla yapıyor ki hikayeye bağlanmak neredeyse imkansız hale geliyor. Filmde dış sesler o kadar dengesiz kullanılmış ki sanki bir film izliyormuşuz değil de roman dinliyormuşuz havasında soğuk bir şekilde ilerliyor film. Yönetmen Dee Rees’in başarısız yönetimi de eklenince Mudbound her açıdan kötü bir filme dönüşmüş.

Oscar açısından da Mudbound’un işi pek kolay gözükmüyor. Aslında Akademi’nin geçen yılki Fences tercihi sonrası Mudbound da benzer bir yoldan gider mi diye düşündürse de Mudbound’un arkasında Denzel Washington ve Viola Davis gibi iki dev isim yok, aksine sektöre kendini kabul ettirmekte güçlük çeken ve başarısız kampanyalar yürüten Netflix var. Oscar’la adı geçen Mary J. Blige’ın performansı başarılı olmakla birlikte etkisiz ve süre olarak da az. Bence adaylık şansı zayıf. Sevdiğim oyuncular Carey Mulligan ve Jonathan Banks’i görmek güzel olsa da ikisinin gücü de bu filmi kurtarmaya yetemezdi. Her ne kadar Amerika’da filme hayran kalanlar olsa da ben Mudbound’tan nefret ettim, zar zor bitirdim, size de uzak durmanızı tavsiye ederim.

Mudbound

2

Puan

2.0/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.