Tires – 2. Sezon
Her zamankinden daha az dizi izleyip yazdığım geçtiğimiz sezonun son demlerinde yeniden dizi dünyasına döndüm ve pek çok diziyi listeme alıp izlemeye başladım. Dizilerle aramıza giren mesafenin yeniden azaldığını söyleyebilirim. Fakat bu geç gelen kavuşma izleryazar Dizi Ödülleri’nin takvimini epey sarkıttı. Normalde Mayıs’ta sona eren sezonun ödüllerini Haziran – Temmuz gibi dağıtsam da bu sezonun ödülleri muhtemelen Aralık ya da Ocak ayında gelecek ve bu süreç içerisinde sadece geçtiğimiz sezona ait dizileri yorumlamaya devam edeceğim. Olumlu taraftan bakarsak izleryazar Dizi Ödülleri’nin tamamen bitme ihtimali şimdilik ortadan kalktı…


Tires’a gelecek olursak… Amerika’da son dönemin çıkış yakalayan komedyenlerinden biri olan Shane Gillis, bu dizi öncesinde tanıdığım biri değildi. Steve Garben ile birlikte hem yapımcı senarist hem başrol olarak yer aldıkları dizideki yeteneğini fark etmek ise çok zor olmadı. Ricky Gervais’in yapmadığı iyi bir Ricky Gervais dizisi gibi başlayan Tires’ın ilk sezonu radarıma girmemişti ama ikinci sezonla dizi ivme yükseltince bir şekilde Netflix listeme sızmayı başardı. Tıpkı The Office gibi başlarda ısınması zor bir dizi olsa da karakterlere alışınca dizinin tadı giderek artıyor. Diziye ikinci sezon katılan Thomas Haden Church’ün de dizinin yükselişindeki payı yüksek. Bir lastik dükkanında geçen olayları ele alan dizi, topkı The Office gibi bir yapı kuruyor kendisine. Günümüzde politik doğruculuk nedeniyle girilmeye çekinilen noktalara korkusuzca giriyor. Bu yönüyle biraz da It’s Always Sunny in Philadelphia’yı andırıyor. Fakat dizinin tam potansiyeline ulaşmasına hala çok yol var. İlk sezonu 6 bölüm olan dizinin ikinci sezonu 12 bölüm, her bölüm yaklaşık 20 dakika ve üçüncü sezon kapıda. Uzun yıllar takip etme potansiyelim olan yeni bir dizi bulduğum için mutluyum, size de öneririm…




Georgie & Mandy’s First Marriage – 1. Sezon
The Big Bang Theory’nin spin-off dizisi Young Sheldon, beklentilerin de üzerine çıkarak 7 başarılı sezon geçirdi. Olaylar doğal sonuna gelmese muhtemelen daha da devam edecekti… Yapımcılar da durumu fırsat bilerek spin-off’un da spin-off’unu çıkardılar… Dizinin son sezonlarında Georgie’nin kendinden epey bir yaşça büyük eşi Mandy ile olan ilişkisi oldukça ilgi çekiciydi. Bu dizide ise bu evliliğe odaklanıyoruz ama Sheldon Cooper dışındaki diğer Young Sheldon karakterlerinden de tamamen kopmuyoruz. Bununla birlikte dizinin yapı olarak yeniden gülme efektli sitcoma dönmesi cesur bir seçim. Gerçekten dizinin formatı 90’lar sonu, 2000’ler başındaki aile sitcomlarına çok uyuyor. Fakat gülme efektinin günümüzde ciddi bir nefret eden kitlesi var. Dizinin kendisi de aslında ilk bölümde buna gönderme yapıyor. O dönem ödüle boğulan Fraiser’da da gülme efekti vardı. Seinfeld ve Friends’te de… Şimdi bu gülme efektinin bu kadar kötü bir şeymiş gibi görülmesini gerçekten anlamıyorum… Georgie & Mandy’s First Marriage benim için sevmesi çok kolay bir yapım oldu. Sevdiğim karakterleri, sevdiğim formatı bulunca eforsuzca sevdim diziyi, yıllarca devam etmesini dilerim. Georgie’nin lastikçide çalışmasınadan mütevellit arka arkaya lastikçi odaklı iki dizi yorumunun gelmesinin son derece ilginç bir tesadüf olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim…




Kübra – 2. Sezon
Konu dizilere verilen aralar olunca kolayı bulunmayan biri olabiliyorum. Çoğu zaman uzun aralara kızsam da peş peşe yayınlanan sezonların da pek hoşuma gittiğini söyleyemem. 2024’ün Ocak ayında yayınlanan Kübra’nın hemen peşinden Haziran’da yeni sezonu yayınlaması ikinci durumun bariz bir örneğiydi… Fakat ikinci sezonu izlemeyi o kadar erteledim ki bu sefer diziyi neredeyse unutacak kadar uzun bir ara yaratmış oldum kendime… Taylan Biraderler yönetmenliğindeki Afşin Kum romanı uyarlaması Kübra, güçlü oyuncu kadrosuna ve son derece çarpıcı konusuna rağmen bana kalırsa yeterince ilgi görmemiş bir Netflix yapımı. Oysa ele aldığı konu hem güncel hem de günümüz Türkiye’si için çok tartışmalı noktalar barındırıyor. Bence dizinin ikinci sezonu da oldukça sürükleyiciydi. Senaryodaki bazı pişmemişlikler ve oyunculuk yetersizlikleri olsa da ana akım kitleyi hedefleyen bir dizi için gayet başarılıydı…




A Man on the Inside – 1. Sezon
Parks and Recreation, Brooklyn Nine-Nine, The Good Place gibi önemli komedilerin arkasındaki isim olan Michael Schur, geçtiğimiz Kasım ayında yeni dizisiyle ekranlara döndü. The Good Place’ten sonra Ted Danson’ı bir kez daha başrolünde seçen Michael Schur, bu kez yakın zamanda eşini kaybetmiş hayatında anlam bulmakta zorlanan emekli bir adamın özel dedektifliğe atılmasını konu alıyor. “Katil kim” dizilerinin artık iyiden iyiye suyunun çıktığını düşünsem de dizinin farklı bir tadı olduğunu ve aile dinamikleri üzerinden fena iş çıkarmadını söyleyebilirim. Michael Schur’ın mizah kalitesi kendini hissettiriyor ama komedi yoğunluğu diğer işlerinin biraz gerisinde. Buna karşın Ted Danson’ın yüksek performansı diziyi tek başına sırtlıyor demek yanlış olmaz… İlk sezonu 30 dakika civarındaki 8 bölümden oluşan dizinin ikinci sezonu kapıda. Netflix’te şans verilesi dizilerden…

