Netflix’le birlikte Amerikan ve İngiliz yapımları dışındaki dizilerin de kendilerini gösterebilmesi için büyük bir fırsat oluştu. Netflix’in bu konudaki en başarılı işi aslen bir İspanyol kanalı için hazırlanan ve yayın haklarının sonradan alındığı La Casa de Papel olmuştu. Dizi, öyle bir üne kavuştu ki platformun bugüne kadarki en çok ses getiren işlerinden birine dönüştü. Bunu fırsata dönüştürmek isteyen Netflix de arayı çok açmadan La Casa de Papel oyuncularından üç tanesini de kadrosunda barındıran yeni bir İspanyol dizisini izleyicilerinin karşısına çıkardı: Elite.
İspanya’nın en elitlerinin, en zenginlerinin çocuklarını gönderdiği bir lisede geçiyor hikayemiz. Depremde okullarını kaybeden alt tabakadan üç gencin bu okula alınmasıyla birlikte okulda her şey değişiyor ve cinayetle sonuçlanan olaylar silsilesi başlıyor. İlk bölümden bir cinayetin işlendiğini öğreniyoruz ve bir yandan cinayet soruşturmasına dair kısa kesitler izlerken diğer yandan olayların başlangıcından itibaren nasıl geliştiğini adım adım izliyoruz…
Elite, aslında konu itibariyle izleyiciye yeni bir şeyler sunan bir yapım değil. Zengin-fakir çekişmesi zaten benzerlerini çokça izlediğimiz bir senaryo. Dizideki karakterlerin özellikle başlangıçta iyi ve kötü olarak net bir şekilde sınıflandırılabilmesi de klişelerle dolu bir iş izleyeceğimiz beklentisi yaratıyor. Fakat bu olumsuzlukların içerisinde Elite, gerçekten ilgi çekici olmayı başarıyor. Özellikle karakter zenginliği sayesinde birçok soruna aynı anda değiniyor. Bir yanda gizli kalmış bir eşcinsel hikayesi, bir yanda müslüman bir kızın baskıcı bir aile altında yaşadıkları, bir yanda ailesi gibi sahte bir hayat yaşamak istemeyen bir kızın hikayesi…
Karakterlerini izleyiciye benimsetmekte hiç zorlanmayan dizi, son derece akıcı senaryosuyla ilgiyi her daim üzerinde tutmayı başarıyor. Son bölümlere dek ikinci planda tutulan cinayet hikayesinin de varlığı hikayeye ekstra merak unsuru katıyor. İzlerken neredeyse bir an bile sıkılmadığım ender dizilerden olan Elite, replik kalitesiyle de oldukça doyurucu. Senaryoyla ilgili tüm bu olumlu yanların yanı sıra dizinin kusursuz bir senaryoya sahip olduğunu söylemek ise ne yazık ki çok zor. Başlangıçta da dediğim gibi dizi zaten klişeler üzerine kurulmuş ve pembe dizi havasında ilerliyor. Daha da önemlisi bazı anlarda karakterler kendilerine ters düşecek şekilde “burada bu yapılır mı” dedirtecek şeyler yapabiliyorlar…
La Casa de Papel’de Alison Parker rolünde izlediğimiz Maria Pedraza, Elite’te Marina rolünde karşımıza çıkıyor. Pedraza güçlü performansıyla karakterinin yaşadıklarını hissettirmeyi başarıyor ve dizinin en iyi performansına imza atıyor. Yine La Casa de Papel’den Denver rolünde tanıdığımız Jaime Lorente ve Rio rolünde tanıdığımız Miguel Herran, Nano ve Christian karakterlerini canlandırıyorlar. Samuel’i canlandıran Itzan Escamilla’yı da aralarına katarsak bu isimlerin performansıyla dizide öne çıkanlar olduklarını söyleyebiliriz. Castın geri kalanı ise büyük ölçüde yakışıklı erkekler ve güzel kadınlar şeklinde doldurulmuş… Özellikle Ester Exposito’nun güzelliğiyle dikkat çektiğini ve dizinin en çok konuşulan isimlerinden biri haline dönüştüğünü söyleyelim. Yeteneğini biraz geliştirebilirse adını ilerleyen zamanlarda daha sık duyabiliriz.
Dizinin ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor ve bölümler 50 dakika civarında. İkinci sezonla ilgili henüz resmi bir açıklama mevcut olmasa da dizinin yarattığı rüzgara bakılırsa onayın cepte olduğunu söyleyebiliriz. Her ne kadar konu biraz tükenmiş olsa da ve biraz 13 Reasons Why durumuna düşecek olsa da ikinci sezon için elde hala malzeme mevcut ve iyi kullanılması halinde dizi aynı seviyesini koruyabilir… Yılın en sürükleyici dizilerinden biri olan ve hatalarına rağmen severek, ilgiyle izlemeyi sürdürebileceğiniz Elite’i özellikle gençlik dizilerinin meraklılarına öneririm. Bu arada dizinin şu ana kadarki Netflix dizileri arasında en cüretkar olanlarından biri olduğunu ve bunun göz önüne alınarak izlenmesi gerektiğini belirtmekte fayda var…
Yorum Yazın