Bazı oyuncular var ki yer aldıkları her filmde, filmden bağımsız olarak performanslarından keyif alabiliyorum. Son dönemde bu oyunculara en iyi örneklerden biri The Danish Girl ile Oscar’ını kazanan İsveçli oyuncu Alicia Vikander. Geçtiğimiz yıl sırf onun hatrına izlediğim Tomb Raider‘ı fena bulmamıştım. Bu yıl da normalde yüzüne bakmayacağım Earthquake Bird’ü sırf Alicia Vikander hatrına merakla bekleyip, filme şans verdim…
1989 yılında, Tokyo’dayız. Lucy Fly (Alicia Vikander), Japonya’ya çevirmen olarak gitmiş ve orada kısa sürede bir düzen kurmuştur. Japonya’yı, Japon kültürünü sevmektedir ve hatta orada gizemli bir fotoğrafçıyla bir ilişki içerisindedir. Tıpkı kendisi gibi bir batılı olan Lily (Riley Keough) ile tanışması sonrası kendisini zorunlu bir arkadaşlığın içerisinde bulur ve Lucy’nin düzeni derinden sarsılır… Öte yandan iki farklı zaman diliminde ilerleyen filmin başında bir cinayet soruşturmasında buluyoruz kendimizi ve olayların nasıl o noktaya ilerlediği filmin temel merak unsurunu oluşturuyor…
Earthquake Bird, pek çok yönden ne yazık ki yetersiz hissettiren bir film. Japonya’nın dışa kapalı kültürüne tanıklık etmek, özellikle de bir yabancının gözüyle tanıklık etmek ilgi çekici şüphesiz. Filmin iyi çekilmiş başarılı sahneleri de mevcut. Fakat hikayenin genel anlamda izleyiciyi yeterince içine çekebildiğini, ilgiyi üzerinde tutabildiğini söyleyebilmek zor. Belki vurucu bir finalle izleyici üzerindeki etkiyi çok farklı bir seviyeye taşıyabilirmiş ama ne yazık ki onu da başaramıyor…
Yazının başında filmi izleme sebebim olarak bahsettiğim Alicia Vikander, yine çok iyi oynamış. Karakterin yaşadıklarını gözlerinden okumak hiç zor olmadı. Lucy karakterini sevip onunla empati kurabilmemiz filmin tutunulabilecek en önemli dallarından. Riley Keough da bu tip rollere yakışan iyi bir seçim olmuş.
Yönetmenliğini yakın dönemde Still Alice ile adından söz ettiren Wash Westmoreland’in yaptığı ve Netflix tarafından satın alınan Earthquake Bird, zayıf senaryosu ve kurgusuyla yılın bekleneni veremeyen yapımlarından biri oldu. Alicia Vikander’ın üst düzey performansına rağmen vasat bir gizem filmi. Yine de Japon kültürüne meraklıysanız şans vermek isteyebilirsiniz…
Yorum Yazın