Çağımızın en aykırı yönetmenlerinden biri olan ve genellikle sıra dışı fantastik yapımlarla seyirci karşısına çıkıp geniş bir hayran kitlesi edinen Tim Burton’la ilk tanışmam Edward Scissorhands ile olmuştu. En sevdiğim filmler arasına giren Edward Scissorhands sonrası Tim Burton filmlerine hep olumlu yaklaşsam da diğer izlediğim filmlerinde beklediğimi tam anlamıyla bulamadım. Fakat Big Eyes; Amy Adams, Christoph Waltz ve Krysten Ritter gibi oldukça sevdiğim isimleri bir araya toplayınca yeniden bir Tim Burton filmi için heyecan duydum. Her ne kadar Big Eyes, genel olarak ödül sezonunda istediği başarıyı yakalayamamış olsa da ben filmden beklediğimi fazlasıyla buldum ve benim için şu ana kadar izlediğim Tim Burton filmleri arasında ikinci sıraya yerleşti. (Tabii Tim Burton filmografisinde Ed Wood dahil olmak üzere ciddi eksiklerim olduğunu da belirtmem gerek.)

Tim Burton’ın daha çok fantastik filmlerle tanındığını söylemiştim. Fakat Big Eyes, gerçekçi hatta gerçek hikayeye dayanan bir biyografi filmi ve bu yönüyle diğer Tim Burton filmleri arasında ayrı bir yere sahip. Filmin konusu başarılı bir ressam olan Margaret Keane’in 1950’lerin sonunda Walter Keane ile evlenmesi ve birlikte yaşadıkları ilginç sürece dayanıyor. İlginçlik şu ki Margaret Keane özellikle çizdiği “büyük gözler” ile dikkat çekmeyi başaran eserlere imza atar fakat kendisini tanıyan kimse yoktur. Eşi Walter Keane ise iyi bir pazarlayıcıdır ve eşinin çizdiği tabloları kendi yapmış gibi göstererek tabloların daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar…

Amy Adams

İlgi çekici farklı sayılabilecek bir konuya sahip olan Big Eyes, benim baştan sona kadar sürükleyici bir şekilde izlediğim bir film oldu. Filmde bana kalırsa hemen her şey yerli yerindeydi doğrusu neden yeterince sevilmediğini anlayamadım. Bana kalırsa gayet iyi yönetilmiş, iyi kurgulanmış eli yüzü düzgün bir iş Big Eyes. Genel anlamda komedi değil de drama yönü ağır basan bir film olsa da bazı sahnelerde araya komedi serpiştirildiğini ve bunun da filme yakıştığını söyleyebilirim.

Filmin başrolünde bu rolüyle üst üste ikinci Altın Küre ödülünü kazanan Amy Adams yer alıyor. Son dönemde hep iyi projelerde yer alan ve bu yönüyle sevdiğim oyuncular arasına girmeyi başaran Adams, yine başarılı. Fakat şahsen Oscar’a aday olamamasını çok normal karşılıyorum. Çünkü rakipleriyle karşılaştırıldığında Amy Adams’ın performansı oldukça yetersiz kalıyor. Eğer aday olsaydı yarış dışı bıraktığı kişiye haksızlık olacaktı. (Evet Felicity Jones’u bile katabiliriz haksızlık olacak kişiler arasına)

Filmi izledikten sonra Christoph Waltz’un filmle yardımcı erkek oyuncu dalında kampanya yapması tuhaf geldi. Çünkü neredeyse Amy Adams ile aynı ekran süresine sahip ve net bir şekilde başrol Christoph Waltz. Tabii Django Unchained ile bile yardımcı erkek oyuncu kategorisinde yarışıp Oscar aldığı düşünülürse çok da şaşırmamak lazım bu duruma. Filmde oldukça sinir bozucu bir karaktere hayat veren Christoph Waltz, kendinden nefret ettirmeyi çok iyi başarıyor. Bu yönüyle de Altın Küre adaylığının hak edilmediğini söyleyemem. Zaten yarıştığı kategoride çok fazla güçlü aday da yoktu…

Amy Adams, Christoph Waltz, Krysten Ritter

Breaking Bad’de çok az bölümde yer almasına karşın diziyle birlikte sevdiğim oyuncular arasına giren Krysten Ritter’ı da filmde görmek sevindirmişti ama kendisinin filmdeki süresi oldukça az ve karakteri olmasa da olur bir pozisyonda. Fakat yine de filmin az oyunculu bir film olduğu düşünüldüğünde filmdeki üçüncü isim gibi gözükebilir.

Sonuç olarak Big Eyes, bu yılki izlediğim filmler arasında beklediğimden fazlasını veren filmlerden bir tanesi oldu. Bence yılın hak ettiği kadar değeri göremeyen, oldukça başarılı işlerinden bir tanesi. İzlemeden 2014 defterini kapatmayın derim…

Big Eyes

8

Puan

8.0/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.