BluTV’nin uluslararası alanda da adından söz ettiren dizisi Alef, “Mal-i Hülya” adlı sekiz bölümlük ikinci sezonuyla geri döndü. Yepyeni bir konu, tamamen yenilenmiş bir kadroyla geri dönen dizinin bağlayıcı noktası ise Osmanlı temalı polisiye hikayeyi işliyor oluşuydu… Doğrusu ilk sezonun yönetmeni Emin Alper’in diziyi terk etmesi ve kadronun ilk sezonun altındaki görüntüsü sonrası yeni sezonla ilgili beklentim epey düşmüştü. Özellikle yeni dizilere bağlanmakta güçlük çektiğim bir dönemde izliyor oluşumun da etkisiyle “bir bölüm şans verip büyük ihtimal yeterince beğenmeyip terk ederim” gözüyle baktığım dizi beni fena halde yanılttı. İlk sezonun da üzerinde, son derece sürükleyici bir sezon buldum karşımda…
Kapadokya’da bir cinayetle başlıyor yeni sezonki hikayemiz. Bir tıp kliniği işleten Oya (Emel Çölgeçen) ve Melih’in (Serdar Orçin) babalarının gizemli şekilde öldürülmesinin hemen ardından sorunlu bir evliliğin ertesindeki Defne’nin (Aybüke Pusat) babası da öldürülür. Seri katil şüphesiyle davaları üstlenen genç komiser Çınar (Taner Ölmez), Defne’nin de yardımıyla çok geçmeden olayların Osmanlı döneminden kalma gizemli bir sırla ilgili olduğunu öğrenmeye başlar…
Binlerce yıllık geçmişi üzerinde taşıyan topraklarımızdaki geçmişle günümüzü başarıyla birleştirebilen yapımlar kolayca ilgimi çekmeyi başarıyor. Alef’in ilk sezonunu da cazip kılan temel faktör bu idi. İkinci sezon ise İstanbul’dan Kapadokya’ya taşınarak bu ilgiyi katlamayı başarmış. Kapadokya, adeta dizinin gizli başrolü olmuş ve mistik atmosferiyle diziye çok büyük katkı sunmuş. Tabii senaryonun Kapadokya’dan bağımsız olarak da son derece ilgi çekici ve özgün olduğunu söylemek mümkün. Tıpkı ilk sezonda olduğu gibi dizideki bazı olaylar seyir zevkini arttırmaya yönelik olarak çok fazla tesadüflere dayalı şekilde gelişiyor. Fakat doğrusu gerçekçiliği temel vazife eden sıkıcı bir polisiye yerine gerçekçilikten küçük tavizler verilmiş sürükleyici bir polisiyeyi her zaman tercih ederim. Alef’in ikinci sezonundaki durum da tam olarak bu… Yalnız temel noktasındaki sırrın neden sır olduğuna yeterince ikna olmadığımı ve bunun sezona dair gördüğüm en büyük olumsuzluk olduğunu not düşmem lazım…
İlk kısmı “katil kim” konulu şekilde geçen sezonun tam ortasında bu rotasından vazgeçmesi şüphesiz senaryonun en büyük kırılma noktasıydı. Polisiyelerde çok ilgi gören bu gizem unsurunun aksiyon ve gerilim uğruna feda edilmesi son derece doğru bir karar olmuş. Tahmini güçleştirmek uğruna kırk takla atan senaryoları tekrar etmektense ortadaki bir katilin varlığı diziyi daha ilgi çekici kılmış… Tabii bu cesur kararda dizinin farklı gizem unsurları taşımaya devam etmesi de büyük etken…
İkinci sezonun başarılı olma sebeplerinden en önemlisi konu ve karakter zenginliğiydi. Kısa zamanda çok sayıda karakteri doğru yollarla tanıtan dizinin hemen her karakterini derinleştirmesi takdire şayandı. Örneğin dizide çok az süre alan, Esin Yıldız tarafından canlandırılan adli tıp uzmanının tüm sahnelerinden büyük keyif aldım. Başta önemsiz hissettiren Su (Hande Soral) karakterinin dahi zamanla dizide ciddi katkı sunduğunu gördük… Yalnızca Murat Kılıç’ın canlandırdığı son derece klişe polis müdürü karakterinden pek hoşnut kalamadım…
İlk sezonda dizinin yönetmen koltuğunda oturan Emin Alper’in yerine bu kez görüntü yönetmenliği yönüyle hayranlığımızı kazanan Gökhan Tiryaki oturuyor. Dijital dizilerde yönetmenliğe de ısınma yolunda olan Tiryaki’nin yönetmenlik performansı hiç fena değildi. Sinematografi ise ilk sezonun biraz altındaydı… Mucize Doktor ile sükse yapan Taner Ölmez’i ilk kez bu dizide önemli bir rolle izledim ve performansını başarılı buldum. Fakat dizideki en iyi oyunculuk performansı nispeten küçük bir role sahip Serdar Orçin’e aitti. Kadronun geri kalanı genel anlamda üzerine düşeni iyi yapsalar da öne çıkan başka performanstan söz etmek kolay değil…
Alef, “Mal-i Hülya” adlı ikinci sezonuyla beni bir kez daha ekran karşısına bağlamayı başardı. İlk sezondan daha iyi tasarlanmış, daha sağlam bir senaryoya sahip olduğunu düşündüğüm bu sezon benim için çok güzel bir sürpriz oldu. Polisiye türünü sevenlerin ve geçmişle günümüz arasında bağıntı kuran yapımlara ilgi duyanların mutlaka şans vermesini öneririm. İlk sezonu izlememiş olsanız bile…
Alef 2. Sezon
