İstanbul Film Festivali’nin Ocak ayı seçkisinden izlediğim üçüncü ve -Rumen yapımı Collective’i belgesel olduğu için ve blogda yazmayacağım için saymazsak- yüksek ihtimalle son film, pek çok ülkenin yapımcı olarak katkısının bulunduğu 200 Meters oldu. Filistinli genç yönetmen Ameen Nayfeh’in ilk filmi olma özelliğini taşıyan film, aynı zamanda Ürdün’ün bu yılki Oscar temsilcisi oldu…
Mustafa (Ali Suliman), İsrail işgalindeki Batı Şeria’nın Filistin tarafında yaşamaktadır. Eşi ve çocukları ise kendisine sadece 200 metre uzaklıktaki İsrail tarafında yaşamaktadır. İsrail tarafından örülen utanç duvarı, bu 200 metreyi küçük bir ölçü olmaktan öteye taşımaktadır. Mustafa her ne kadar çalışma izni sebebiyle her gün İsrail tarafına girip çocuklarını görebilse de çalışma iznini yenilemesi gereken bir dönemde çocuğu hastaneye düşünce 200 metre her zamankinden çok daha uzak bir ölçü haline gelecektir…
200 Meters, dünya gündemini en çok meşgul eden, dünyadaki en sorunlu bölgelerden birinde günlük hayatta yaşananlara ayna tutan güçlü bir film. Konuyu görünce tamamen ajitasyondan beslenen basit bir dram filmi olabileceğini düşünebilirsiniz ancak bundan daha fazlası. Sinematik açıdan da güçlü olan film, çok kısa mesafenin çok uzun bir sürede alınması bakımından muhtemelen bugüne dek izleyeceğiniz en farklı yol filmlerinden bir tanesi. Özellikle ana hikayenin yanı sıra Alman film yapımcısı Anne (Anna Unterberger) ve genç Rami (Mahmoud Abu Eita) karakterleri hikayeyi zenginleştirmeyi başarmış ve Filistin’de yaşanan insanlık dramını farklı yönlerden yansıtabilmiş…
Filmin başrolünde yer alan tecrübeli İsrailli oyuncu Ali Suliman çok etkili bir performans göstermiş. İtalyan oyuncu Anna Unterberger de gözüktüğü ilk andan itibaren rol çalmayı başarmış. Özellikle filmin en kritik anlarındaki performansını çok beğendim…
200 Meters, çok iyi senaryoya sahip ve özellikle bir ilk film olduğunu düşünülürse gayet iyi yönetilmiş, hemen her yönden çok başarılı bir film. Eğer yeterince izleyiciye ulaşabilirse Oscar’a aday olma şansı da bir hayli yüksek. Bu yıl izlediğim en iyi filmler arasına rahatlıkla adını yazabilirim. Fırsat bulunca kaçırmayın derim…