İzlediğim her filminden nefret etmeme rağmen bir sonraki filmini merak ettirmeyi başaran Arjantinli yönetmen Gaspar Noé, bu kez aykırı yönünü frenleyerek kendi filmografisi içerisinde aykırılık elde eden bir yapımla karşımızda. Geçirdiği beyin kanaması sonrası kendi tarzının çok dışında yaşlılık ve ölüm temalı bir yapıma imza atan yönetmen, bugüne kadarki en olgun işine imza atsa da ne yazık ki beni yine kazanmayı başaramadı…
Lui (Dario Argento), kalbiyle ilgili sorunlar yaşamakta olan yaşlı bir yazardır. Lui, ilerleyen yaşına rağmen çalışma azminden vazgeçmemiştir ve sinemadaki rüya kavramıyla ilgili bir kitap yazmaya çabalamaktadır… Eşi Elle ise eski bir psikiyatristtir. İkiliden daha dinç olanı gibi gözükse de demans hastalığına yakalanmasıyla birlikte çiftin hayatı derinden etkilenir… Hayatlarının son demlerindeki bu çiftin yaşadıklarını aynı ekrandaki ikiye bölünmüş iki farklı pencereden izleriz…
Yazının başında Gaspar Noé’nin aykırılık freninden bahsetsem de yönetmen yine aykırılığını gösterecek bir yöntem bulmuş ve baştan sona ekranı ikiye bölerek izleyiciye çarpıcı bir sinema deneyimi yaşatmış. Doğrusu hem bu fikri hem de yönetmenin uygulayış şeklini sevdim. Noé, yaşlılığın üzücülüğünü son derece sıradan hayatlar üzerinden gerçekçi bir yolla anlatmaya çalışmış. Fakat sorun şu ki bunu izlemesi izleyici açısından hem zorlu, hem de izledikten sonra hissettirdikleri fazlasıyla karamsar… Haneke’nin Amour’u ve Florian Zeller’ın The Father’ından izler taşıyan film, bana ikisinin de hissettirdiği duygu yoğunluğunu hiç hissettiremedi. İki filmin sıradanlık dozu aşırı arttırılmış bir birleşimi gibi hissettirdi…
Filmin başrolleri İtalyan Dario Argento ve Fransız Françoise Lebrun kusursuza yakın performanslar sergileyerek filmin gerçekçiliğinin pekişmesinde önemli rol oynamışlar. Keşke bu gerçekçiliği daha ilgi çekici kılacak bir senaryo olsaydı ve de izleyiciye eziyet şeklindeki sıkıcı kısımlar minimum düzeyde tutulsaydı. Gaspar Noé’nin bugüne kadarki en sevdiğim filmi olsa da fazla uzun, fazla sıradan, fazla karamsar bir film. Çarpıcı tekniği dışında kimseye önermek için bir neden göremiyorum…