Rusya ve gülümseme kelimelerini bir arada anmanın çok zor olduğu, insanlık adına oldukça üzücü günlerden geçiyoruz. Böyle bir dönemde Rusya’yla ilgili bir komedi izleyip yorumlamak istemezdim ancak tüm bu olayların öncesinde başladığım The Great’in ikinci sezonunu fazla uzatmadan bitirip aradan çıkarmak istedim…
Hulu’da sessiz sedasız yayına başlayan The Great’e dair ilk sezon yazımda dizinin hak ettiği kadar değer görmemesinden bahsetmiştim. Buna karşın yazımın ardından dizinin gördüğü ilgi özellikle Hulu’nun düşük standartlarını göz önünde bulundurursak epey arttı. Dizinin adını pek çok önemli ödülde de gördük. Hatta tek sezon olarak planlanan dizinin iki ve üçüncü sezonları da bu ilginin bir sonucu oldu…
Dizinin ilk sezonunda Rus imparatoruna gelin giden Katerina’nın (Ella Fanning) yaşadığı uyumsuzlukları ve bunlarla baş etmek için giriştiği zorlu maceraları izlemiştik. Darbeyle sonuçlanan sezon finalinin ardından yeni sezonda dizinin kendisine çizeceği rota merak konusuydu… Yeni sezonda Avrupa’daki aydınlanma çağını Rusya’ya getirme hevesiyle ülkenin başına geçen Katerina’nın gerçeklerle yüzleşmesini izliyoruz. Atmak istediği her adımda yeni engellerle karşılaşan Katerina, teselliyi ise sürpriz şekilde devirdiği eski imparator eşi Peter’dan (Nicholas Hoult) buluyor. Peter’ın karakter değişimi şüphesiz bu sezona dair en beklenmedik gelişmeydi… Öte yandan Rusların o dönemki en büyük çekişmesini yaşadığı devlet olan Osmanlı İmparatorluğu’nun da bahsi sezon içerisinde sıkça geçiyor…
İç karartıcı gündemin etkisi nedir bilinmez ama The Great’in ikinci sezonunun eğlencesini ilkine oranla çok daha az buldum. Ana konu da ilk sezona oranla daha az ilgi çekiciydi. Diziyi geniş sezonlara yayma isteği yan karakterlere ağırlık verilmesi sonucu doğurmuş. Buna karşın dizinin yan karakterlerinin gücü, diziyi taşımak için oldukça yetersiz. Belki zaman zaman din adamı Archie (Adam Godley) karakterinin eğlendirdiği söylenebilir fakat onun dışında çoğu zaman yan karakterlerinin hikayesinin bitip başroldeki ikilimize dönmeyi istedim…
Dizinin ikinci sezonunda da tıpkı ilk sezonda olduğu gibi en güçlü taşıyıcı, başrol oyuncularının güçlü performansları. Özellikle Elle Fanning, bu sezon da şahane bir oyun ortaya koymaya devam ediyor. Muhtemelen kariyeri boyunca üzerine çıkamayacağı muhteşemlikte bir performans… Ona eşlik eden Nicholas Hoult da çok iyi. Yan karakterleri oynayan oyuncular da aslında işlerini iyi yapıyorlar ancak karakterlerine yeterince iyi hikaye yazılmadığı için sönük kalıyorlar. Sezona önemli bir rolde konuk oyuncu olarak katılan Gillian Anderson da bana kalırsa yeterince iyi kullanılamamış…
Tıpkı ilk sezonda olduğu gibi 50 dakika civarındaki 10 bölümle karşımıza çıkan The Great, ikinci sezonuyla bana kalırsa ciddi bir düşüş içerisindeydi. Bununla birlikte çok sevdiğim ana karakterleri ve başrol performansları diziyi izlenebilir kılmayı sürdürdü. Şimdiden üçüncü sezon onayını alan dizi, umarım üçüncü sezonla birlikte yeniden yükselişe geçer. Daha da önemlisi umarım üçüncü sezon Rusya adı anıldığında içimizin acımadığı barış içerisindeki bir dünyada gösterime girer…