İsveç’in bu yılki Oscar aday adayı olan Border (Gräns), adaylar arasına kalamasa da Avrupa sinemasında yılın ses getiren filmlerinden biri oldu. Oscar’da makyaj kategorisinde aldığı adaylıkla da dikkatleri çeken filme aldığı son derece olumlu yorumların da etkisiyle şans vermek istedim. Fakat verdiğim bu şansla ne yazık ki yılın en sevemediğim filmleri listesine davetiye çıkarmış oldum…
Tina (Eva Melander), etrafındaki herkesten farklı bir görünüme sahip ve genel toplum algısına göre oldukça “çirkin” bir gümrük görevlisi. Tina’nın ilginçliği görüntüsüyle de sınırlı değil. Aşırı iyi gelişmiş koku duyusu sayesinde etrafındakilerin hislerini koklayarak anlayabiliyor. Bu durum da işinde büyük avantaj sağlıyor. Bir gün dış görüntüsüyle tıpkı kendisine benzer biri olan Vero (Eero Milonoff) ile tanışması sonrası Tina, kendini ve hayatı sorgulamaya başlıyor…
Border, benzerini bulmakta zorlanacağınız cinsten özgün ve ilginç bir fantastik film. Bununla birlikte izlemesi oldukça zor bir film. Sadece karakterlerin görüntüleriyle değil bütün olarak her şeyiyle rahatsız edici bir film. Konunun sonunda nereye bağlanacağını merak ederek filme sabretmeyi başardım fakat vardığı noktanın da yeterince tatmin edici olduğunu söylemek zor. Filmdeki “sınır” sadece bir çalışma mekanı değil insanlığa (veya insan olmamaya) dair pek çok konudaki bir çizgi aslında. Film pek çok ikilem arasında düşündürmeye çalışıyor ama ortaya pek de somut bir şey koyamıyor. Evet, Oscar’a aday olan makyajlar ve o ağır makyajın altındaki Eva Melander çok başarılı. Ali Abbasi de bu tip özgün işler ortaya koyması halinde potansiyel vaat eden bir yönetmen. Fakat ben Border’ı hiç sevemedim ve sıra dışı, aykırı filmlere tutkun biri değilseniz uzak durmanızda fayda var…
[…] İran gerçeklerini haykıran bir yapımla karşımıza çıktı. Yönetmenin 2018’deki Border‘ını hiç sevememiş biri olarak “Holy Spider” için de oldukça temkinliydim. […]