Aylardır geri sayım yaptığımız Oscar gecesi nihayet gerçekleşti. Ben gece boyunca ödüller hakkındaki düşüncelerimi paylaşmıştım. Fakat son bir kez daha geceye genel bir bakış yapıp Oscar faslını tamamen kapatmak istedim. Kazananları görmeyenler şuradan bakabilirler.
Öncelikle ödüllerden ziyade törenden bahsetmek istiyorum. Neil Patrick Harris’in ilk kez sunduğu tören genel olarak tatmin edici değildi. Zaten bence Neil Patrick Harris’in Emmy sunuculuğu performansları da zayıftı. Umarım daha fazla kendisini ödül töreni sunucusu olarak görmeyiz. Buna karşın oldukça iyi olduğu yerler de yok değildi. Özellikle Birdman parodisinin yapıldığı kısım harikaydı. Fakat bütün tören boyunca bahse geçen kilitli tahmin mevzusu bence çok vasattı. Gerçi sevdiğim bir oyuncu olan Octavia Spencer’ın sürekli göz önünde olmasını sağladı ama yine de keşke olmasaydı.
Müzik performanslarının sayısı yine bir hayli fazlaydı. Sanıyorum pek çok kişi için en sıkıcı kısımlar oluyor müzik kısımları. Fakat itiraf etmeliyim ki Everything Is Awesome ve Glory performanslarının sergilendiği kısımlar harikaydı. Everything Is Awesome gecenin başlarındayken enerjimizi yükseltirken, Glory ise duygulandırmayı başardı.
Ödüllere geçecek olursak benim için genel olarak tatmin edici bir gece oldu. Zaten pek çok kategoride sıkı bir yarış olduğundan ezbere kategori çok az vardı. Gerçi şurada yaptığım 21 tahminimden 16 tanesi tuttu, geri kalan 5 tanesinde ise ikinci tercihim tuttu. Yani çok büyük bir sürpriz yoktu ama arada gelen birkaç sürpriz heyecanın yüksek olmasına neden oldu.
Geceye damgasını vuran film hiç şüphesiz en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi senaryo dalları dahil 4 ödül birden alan Birdman oldu. Birdman böylece uzun süre boyunca ikinci sırada götürdüğü sezonda galibiyete ulaştı. Şahsen Birdman’i ben epey beğendiğim için aldığı ödüllere itirazım yok. Evet Whiplash olabilse daha da iyi olurdu, evet senaryosu çok iyi değildi, evet yönetmen dalı Boyhood’a da gidebilirdi ama bu sonuca da itirazım yok. Bir gecede 3 Oscar birden kazanan Alejandro Gonzalez Inarritu da sanırım pek çok kişinin favori yönetmenleri arasına girdi bu yıl. Genelde filmlerinin çıkış tarihleri arasında uzun boşluklar bırakan Inarritu’nun gelecek yıl The Revenant ile neler yapabileceğini de merak ediyorum. Keşke ödüllerden 1-2 tanesini gelecek yıl alsaydı diye de düşünmüyor değilim, çünkü The Revenant için Birdman’den olduğumdan da daha fazla heyecanlıyım.
Gecenin hüsran yaşayan filmi ise Boyhood oldu. Filmin sadece yardımcı kadın oyuncu dalında ödül alması filmden nefret eden kesimi sevince boğdu. Ben ise filmi seven biri olarak bu kadar kötü bir sonucu pek hoş karşılamadım doğal olarak. En iyi film olmasa da en iyi yönetmen ödülünü alabilmesini isterdim. Muhtemelen Richard Linklater bundan böyle kariyerinde hiçbir zaman bu kadar ön plana çıkma şansını yakalayamayacak…
Her ne kadar Birdman geceye damgasını vurdu desek de Birdman ile aynı sayıda ödül alan bir diğer film vardı ki o da elbette The Grand Budapest Hotel idi. Film dört tane teknik diyebileceğimiz kategoride ödüle ulaştı, fakat hiçbir önemli dalda ödüle ulaşamadı. Doğrusu bu durum da beni fazlasıyla memnun etti. The Grand Budapest Hotel’in teknik açıdan çok iyi olduğunu düşünmeme rağmen genel olarak iyi olmadığını, özellikle senaryosunun iyi olmadığını düşünüyordum ki Akademi de benimle aynı fikirdeymiş sanırım. Filmin en iyi müzik ödülünü kazanmasına ne kadar sevindiysem senaryo ödülünü kaybetmesine de bir o kadar sevindim…
Yılın en iyi filmlerinden biri olan Whiplash, gecenin bir diğer kazanan filmi oldu. Tam 3 Oscar kazanan filmin özellikle kurgu kategorisinde zaferine çok sevindim. Bu muhteşem kurgunun ödülsüz kalmaması harika oldu.
Diğer en iyi film adayları The Imitation Game, The Theory of Everything, Selma ve American Sniper da hak ettikleri kategorilerde aldıkları tek Oscarla geceyi tamamladılar. Böylece son yıllarda sanırım ilk kez tüm en iyi film adayları Oscar kazanmış oldu.
Interstellar ne yazık ki bu yıl Akademi’nin dışladığı, en çok haksızlık ettiği filmlerden biri oldu. Teselli ödülü olarak görsel efekt ödülünü vermiş olsalar da bu sonucun kimse için tatmin edici olduğunu sanmıyorum.
Son olarak gecede en çok sevindiğim sürprizden bir kez daha bahsedeyim. Animasyon kategorisinde Big Hero 6, net favori olarak gözüken How to Train Your Dragon 2’nun elinden Oscar’ı almayı başardı. Böylece bu yılın en çok abartılan filmlerinden biri Oscar’sız ayrılmış oldu. Keşke aynı şey Ida’nın da başına gelseydi ama olmadı…
Oscar 2016 yazılarında görüşmek üzere…
Yorum Yazın