2021 ile birlikte hayatımıza yeni giren yerli dijital platformlardan biri de Acun Ilıcalı’nın yönetimindeki Exxen oldu. Fazla popülist kişi ve içeriklere yönelerek hedef kitlesini daha çok standart televizyon izleyicisi olarak belirleyen platform, buna karşın birkaç içeriğiyle farklı kitleleri de yakalayabildi. O içeriklerin ilk sırasında ise özellikle “Ölümlü Dünya” filmiyle büyük sükse yapan Feyyaz Yiğit önderliğindeki komedi dizisi “Gibi” vardı…
Yılmaz (Feyyaz Yiğit) ve İlkkan (Kıvanç Kılınç) birkaç diğer arkadaşıyla birlikte aynı evde yaşayan iki yakın dosttur. Geçimlerini neyle karşıladıklarını bilmediğimiz bu iki genç adam, çok iyi arkadaş olsalar da hemen her konuda birbirlerine zıt düşmeyi başarırlar. Özellikle Yılmaz’ın keskin fikirleri çoğu zaman uzun süren tartışmaların fitilini ateşler. Bununla birlikte ikilinin çok sıradan olayları olağanüstü problemli bir duruma dönüştürme konusunda üzerlerine yoktur…
İlk sezonu 30-40 civarındaki 12 bölümden oluşan Gibi, her bölümde bambaşka bir konunun üzerinde dolaşıyor. Birbirlerinden tamamen bağımsız olan bölümlerden rastgele bir tanesini açıp izleyen birisinin herhangi bir şey kaybetmeyeceğini rahatlıkla söylemek mümkün. Buna karşın dizinin kendi orijinal sıralamasının da dengeli ve iyi bir şekilde seçildiğini söyleyebiliriz. Özellikle “Kokariç” adını taşıyan ilk bölüm hem karakterleri tanıtmak, hem dizinin ne tip konularda yüzeceğini anlamak için şahane bir ilk bölüm seçimi olmuş. Zaten dizinin en beğendiğim bu bölümü de bu oldu. “Nü Model”, “Erasmusla Gelen Yamyam”, “Kan Parası” ve diziden tamamen kopuk gözüken sezon finali “Atın Bulunuşu” sezonun akılda kalan diğer başarılı bölümleriydi…
Bölüm isimlerinden de anlayacağınız üzere dizinin konu seçimleri olabildiğince absürt şeyler üzerine kurulu. Bu absürt olayların gerçeklik düzlemine oturtulup, konu üzerine yürütülen tartışmalar dizinin mizah unsurunu oluşturuyor. Bana biraz bu yönüyle “It’s Always Sunny in Philadelphia” tadı da verdiğini söyleyebilirim. Fakat Gibi’nin karakterlerinin daha gerçek olması bence mizahın başarısını arttırıyor. Özellikle şahane replikleri için senaristler Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi’yi kutlamak gerekiyor…
Absürt mizahı çok sevsem de absürtlüğün dozunu ayarlayabilmek oldukça zor bir mesele. Gibi’nin bu konudaki başarısı ise bölümler arasında çok değişken. Hatta iyi bölümlerde bile absürtlüğün dozunu çok kaçırıp “keşke daha fazla abartmasalar” dedirttiği olabiliyor. Burada dizinin süreyi çok bonkör kullanması da önemli bir eksi. Dizinin bölümlerinin çoğu olması gerekenden daha uzun hissettiriyor, sonuca geç ulaştığı yetmemiş gibi sonuç kısmında vardığı nokta da çoğu zaman ne yazık ki hayal kırıklığı oluyor…
Gibi, Exxen’in ekrana sürdüğü ilk projeler arasında net şekilde en beğendiğim oldu. Son dönemki başarılı yerli komedilerden biri olduğu rahatlıkla söylenebilir. Buna karşın süreleri iyi ayarlayamaması başta olmak üzere bazı kusurları çok daha iyi olabilecekken olamaması önündeki engeller durumunda… Özellikle Ölümlü Dünya‘yı sevenlerin sevmesi yüksek ihtimal olsa da biraz daha zor bir tarzı olduğunu da not düşmek gerek. Dizi, şimdiden ikinci sezon onayını aldı ve ikinci sezonu da merakla bekliyor olacağım…