Geç tanıştığım dizilerden biri olan Episodes’a sadece birkaç ay önce başladım ve kısa sürede güncele yetişerek dördüncü sezonun ortasından itibaren bölümleri güncel olarak izledim. Her ne kadar başlık dördüncü sezona yönelik olsa da tüm bölümleri arka arkaya izlediğim için bu yazı daha çok Episodes’un ilk dört sezonuna yönelik olacak…
Episodes’a başlama sebebim elbette diziye başlayan hemen herkes gibi Friends’in yıldızı Matt LeBlanc’tı. Efsane dizi Friends’te beni en çok güldüren karakterlerden biri olan Joey’yi canlandıran Matt LeBlanc bu dizide yeniden Friends’in yapımcılarıyla bir araya gelmiş ve yine harika bir iş ortaya çıkmış. Doğrusu benim Episodes ile beklentilerim çok daha düşük seviyeydi ama Episodes hemen başlamanız gereken, televizyondaki en iyi komedilerden biri.
Episodes’un en büyük başarısı iyi yazılmış pek çok karakteri içinde barındırması ve her karakterden maksimum faydanın alınması. Öyle ki dizide 5-10 saniye gözüken karakterler bile komedi anlamında çok fazla şey katabiliyor. Diziye başlamadan önce Matt LeBlanc’ın başrol olduğunu ve en çok sahneyi onun aldığını sanıyordum ama durum sandığımdan çok daha farklı çıktı. Hatta LeBlanc zaman zaman konuk oyuncuymuşçasına geri planda kalabiliyor. Durumun böyle olacağını da daha ilk bölümden anlayabiliyoruz çünkü ilk bölümde neredeyse Matt LeBlanc hiç yok, fakat bunu problem etmenize hiç gerek yok!
Hikayenin en başından almak gerekirse İngiltere’de çok başarılı bir komedi dizisi olan bir senarist çiftimiz var: Sean ve Beverly. Bu çiftimize İngiltere’deki başarılarından sonra aynı diziyi Amerika’ya uyarlamaları için bir kanaldan teklif geliyor. Kanalın başrol önerisi ise Friends’ten sonra bir türlü dikiş tutturamayan Matt LeBlanc oluyor. Sean, Beverly ve Matt arasında zaman zaman garipleşen bir yakınlık kuruluyor… İşe kanaldaki renkli kişilikler de eklenince ortaya komedisi bol, harika bir dizi çıkmış…
Dördüncü sezona geçmek gerekirse dediğim gibi tüm sezonları arka arkaya izlediğim için benim için dördüncü sezonun hatları çok keskin değil. Fakat dizinin temposundan hiçbir şey kaybetmediğini söyleyebilirim…
Oyunculara gelirsek her ne kadar belirgin bir başrol olmasa da en çok öne çıkan isim şaşırılmayacağı gibi Matt LeBlanc. Dizide kendisini oynayan oyuncu cesur bir işe imza atıyor. Her ne kadar zaman zaman Joey’ye benzer davranışlar içinde olsa da oyunculuk anlamında Joey’den kolayca ayrıldığını söylemek mümkün. Kazandığı ödülleri, arka arkaya aldığı adaylıkları hak ediyor. Komedi olarak da beni en çok güldüren karakterlerden biri konumunda. Son sezonda maddi konulara olan tepkisi, Sean-Beverly çiftine olan küskünlüğü ve Merc ile yeni ortaklıkları bol bol güldüren kısımlardandı.
Sean – Beverly çiftini canlandıran Stephen Mangan ve Tamsin Greig için aslında dizinin gerçek başrolleri demek yanlış olmaz. Sanıyorum dizide en çok ekran süresine sahip ikili iyi oyunculukların da etkisiyle dizinin olumlu yönlerinden. İtiraf etmek gerekirse Beverly karakterini özellikle ilk sezonlarda hiç sevemedim ama özellikle son sezon bu durum tamamen ortadan kalktı gibi.
Dizinin gizli yıldızlarından biri ise Carol karakteriyle Kathleen Rose Perkins. Sanıyorum Carol karakteri ilk sezonlarda rolü daha az olmak üzere yazılmış bir karakterdi ama Perkins’in harika performansının da etkisiyle Carol karakterinin rolü sürekli arttı. Hatta sezon finali dahil bazı bölümlerde başrolmüşçesine görmeye başladık kendisini. Ben de Carol karakterini sevdiğim için bu durumdan pek rahatsız değilim. Pek çok bölümde en çok Carol’ın sahnelerinde gülmüşümdür ama Helen ile olan ilişkisi ilk başlarda bol bol kahkaha atmamızı sağlasa da biraz sıkıcı bir hal almaya başlamıştı neyse ki sezon finalinde o konuda bence doğru adım atıldı. Tabii Carol’ın bundan sonra dizide nasıl bir yere sahip olacağı da merak konusu…
Dediğim gibi Episodes’ta diziyi taşıyan pek çok isim var. Çok az süre alan karakterler bile diziye çok şey katıyor. Merc, Morning, Myra, Wendy, Jamie, Diane, Andrew iyi yazılmış pek çok karakterden ilk akla gelenler. Unutmadan dördüncü sezonda Friends sevenler için harika da bir sürpriz var. David Schwimmer’ı gördüğümüz an sezonun en harika anlarından bir tanesiydi.
Episodes ile hala tanışmadıysanız geç değil, hemen ilk sezondan başlayabilirsiniz. Zaten sadece 7-9 bölüm arasında değişen sezonları kolayca tüketeceksiniz. Harika yazılan, harika oynanan, harika bir dizi Episodes. Buna karşın ne yazık ki hak ettiği kadar fazla değer görmüyor. Reytingleri düşük, ödüllerde yeterince hakkı verilmiyor, sosyal medyada pek konuşulmuyor. Oysa Episodes ekranlardaki kesinlikle en iyi komedilerden biri. Umarım Showtime diziyi bitirme gibi bir karar almaz da uzun yıllar izlemeye devam ederiz. Özellikle Friends sevenlerin asla kaçırmamalı. Şiddetle tavsiye ediyorum ama dizinin ritmini bulmasının ve dizinin komedi tarzına alışmanızın en azından 4-5 bölüm aldığı konusunda uyarmam lazım. Yani 2-3 bölüm izleyip “bu muymuş bu kadar övdüğün dizi” demeyin, benden söylemesi…
Yorum Yazın