2017’nin ilk aylarında NBC’de yayınlanmaya başlayan Trial & Error, son yıllardaki en iyi absürt komedi olarak karşımıza çıktı. Kanalın daha önceki mockumentary denilen belgeselimsi ünlü komedileri The Office, Parks and Recreation ile benzer ekolden gelen dizi ne var ki hak ettiği kadar değer göremedi. Düşük reytingler alan dizinin çok az kişiye ulaşmasına karşın NBC, bu küçük ve kaliteli diziyi yenileme kararı alarak dizinin sevenlerine bir güzellik yaptı. Bu yaz ikinci sezonuyla ekranlara dönen dizi maalesef Türkiye’de de değer görmedi ve altyazıları bile çıkmadı. Böyle değerli bir dizinin biraz olsun daha fazla ilgi görmesini sağlamak için daha önce yapmadığım bir şeyi yaparak altyazı çevirmenliğini üstlenme kararı aldım. Evet, o kadar iyi bir komedi Trial & Error…

Dünyanın en absürt kasabası East Peck’te geçen dizimizin ilk sezonunda yeni avukat Josh Segal ve ilginç ekibinin ilk davalarında Larry Henderson cinayetinin peşine düşmesini izlemiştik. Usta oyuncu John Lithgow’un yıldızlaştığı Larry Henderson davası ilk sezon sonunda nihayetlendirilmişti ve ikinci sezonda karşımıza yepyeni bir hikaye çıktı. Bu kez kasabanın önde gelen ve pek sevilen ismi Lavinia Peck-Foster’ın (Kristin Chenoweth) eşini öldürmekle suçlanması üzerine ekibimiz Lavinia Peck-Foster’ın savunmasını üstleniyor. İlk sezonda bütün kasabanın suçlu olduğundan emin olduğu Larry Henderson’ı savunan ekibimizin bu kez işi çok daha kolaydır. Çünkü Lavinia Peck-Foster’ın arkasında koca bir kasaba vardır ve herkes kendisine büyük hayranlık beslemektedir. Fakat işler zamanla giderek karmaşıklaşır…

Açıkçası Trial & Error’ün ilk sezonuna bayılmama rağmen ikinci sezon için bir takım şüphelerim vardı. Çünkü dizinin ilk sezonki başarısında John Lithgow’un payı çok büyüktü ve Larry Henderson gibi yeni bir karakter yaratılması hiç kolay olmayacaktı. Fakat Kristin Chenoweth’in başarılı performansıyla Lavinia Peck-Foster karakterinden de gayet iyi bir hikaye çıkarılmış ve sürükleyici bir sezon ortaya çıkmış. Bu sezonla birlikte anlaşıldı ki dizinin asıl yıldızı East Peck kasabasından başkası değil. Kasaba için ilk sezon yaratılan absürtlükler, bu sezon da devam ediyor. Yeni absürtlüklerin çıkmasından bahsetmiyorum öncekilerin kontrollü bir şekilde devam ettirilmesinden bahsediyorum. Dizinin adeta özel bir evreni var ve bu evren kendi içinde tutarlı bir şekilde devam ediyor.

Trial & Error ikinci sezonuyla da hem komik hem sürükleyici olmaya devam ediyor. Yaptığı pek çok ters köşeyle birlikte çoğu zaman drama dizilerinin bile başaramadığı şekilde sonraki bölümü merak ettiriyor. Diziye bu sezon katılan podcast sunucusu Nina Rudolph’un (Amanda Payton) da diziye renk kattığını söylemek mümkün. Josh – Carol Anne Keane ve Nina arasındaki tuhaf aşk (?) üçgeni de sezonun eğlenceli yan hikayelerinden birini oluşturdu. Dwayne Reed rolüyle Steven Boyer ise yine sezonun en çok güldüren ismi oldu. Dizinin hak ettiği değeri gördüğü bir paralel evrende Dwayne Reed; Dwight Schrute gibi, Andy Dwyer gibi bir fenomene dönüşebilirdi. Jesse Rey Beaumont rolünde yıldızlaşan Michael Hitchcock da sezonun dikkat çekici isimlerinden biriydi…

Trial & Error, büyük ihtimalle ikinci sezonuyla veda edecek ama ulaştığı az sayıda kişi için unutulmaz komedilerden biri olarak kalacak. Hem gülmek hem de sürükleyici bir mahkeme dizisi izlemek isteyenlere dünyanın en absürt kasabası East Peck’e konuk olmalarını yani Trial & Error’ü izlemelerini şiddetle tavsiye ederim…

Trial & Error 2. Sezon

8.5

Puan

8.5/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.