Ekranların aykırı dizisi Shameless’ta yedinci sezon da geride kaldı. Her yıl kış aylarında izlemeye alıştığımız dizi bu yıl kanaldaki planlama değişikliği nedeniyle alışılmıştan birkaç ay önce, sonbaharda karşımıza çıktı…

Genel olarak yedinci sezonunda dizinin önceki sezonlarını pek aratmadığını söyleyebilmek mümkün. Dizi, sezon içerisinde inişli çıkışlı bir grafik çizse de özellikle son bölümleriyle hem temposunu yükseltti hem de izleyenlerine duygusal anlar yaşattı.

İsterseniz her sezon olduğu gibi karakterler üzerinden sezonun üzerinden geçmeye başlayalım…

Dizinin senaristleri Gallagher ailesinin birleştirici üyesi olan Fiona için son sezonlarda yeni hikaye bulmakta epey zorlanıyorlardı ve bu durum dizinin problemlerinden biri olmaya başlamıştı. Neyse ki bu sezon Fiona’ya yeniden iyi senaryolar yazılmaya başlandı. Artık diğer aile fertlerinin iyice büyümesiyle birlikte Fiona aile sorumluluklarından ziyade iş hayatına öncelik vererek restaurant yöneticiliğine soyundu. Geçen sezon Sean ile yaşanan facianın ardından yeni bir ciddi ilişkiye yelken açmaması hem Fiona için hem de dizinin gidişatı açısından iyi bir gelişme oldu. Bu arada Fiona’nın bu sezonki hikayesinde önemli sayılabilecek bir yer tutan Etta’yı canlandıran Nebraska’nın Oscar adayı sevimli ihtiyarı June Squibb de diziye renk kattı.

Lip cephesinde ise işler pek olumlu gitmiyor. Üniversite hayatında işler umduğu gibi gitmeyince ve Fiona ile de araları bozulunca Lip hem mutsuzluğa hem de gelecek kaygısı içine düşmeye başladı. Bu sırada yeni kız arkadaşı Sierra ise diziye renk kattı. Lip-Sierra ilişkisinin diziye yeni bir şey kattığını söylemek zor olsa da Sierra’nın Debbie ve Fiona ile de ilişkili bir karakter olması karakterin önemini arttırdı. Kariyerinin başındaki Ruby Modine’in de gayet iyi bir performans gösterdiğini söylemek mümkün.

Önceki sezonlarda yaşadığı ciddi buhrandan kurtulan Ian, önce iş hayatını düzene oturttu. Daha sonra ise Ian için bile tuhaf olan bir ilişkiye merhaba dedi. Sezonun sonlarına doğru aldığı sürpriz bir haber ise Ian’ı yeni maceraların içine attı. Ian’ın zor bir şekilde düzene oturtmaya başladığı hayatıyla eski hayatının unutamadığı bir parçası arasında zorlu bir seçim yapması gerekti…

Son sezonlardaki karakter değişimi  en dikkat çeken karakterlerden olan Debbie, bebeği Frannie’ye bakabilmek için çalışmaya başladı ama tabii Gallagher yoluyla… Sezonun sürprizlerinden biri Debbie’nin başını ciddi bir belaya sokmadan sezonu tamamlaması olabilir?

Bu sezonun en çarpıcı değişimlerinden birini Carl yaşadı. Sezon başında kız arkadaş uğruna sünnet macerasına atılan Carl, daha sonra ise kızın babasıyla kurduğu beklenmedik dostlukla şaşırttı. Kötü yola düşüp, ailenin en umutsuz vakası olma yolunda ilerliyor gözükse de Carl bir anda hayatını düzene koymuş, askeri okul öğrencisi olarak karşımıza çıktı. Her şey iyi hoş da kısa süre önce hapisten çıkmış bir çocuğun askeri okula kabul görmesi bu kadar kolay mı?

Geçtiğimiz sezonun renkli üçlüsü Kevin, V ve Svetlana bu sezona da büyük renk kattılar. Özellikle Kevin karakteri kesinlikle dizinin yükselen değerlerinden biri. Karakterin rolü giderek artıyor ve dizinin komedi yükünü büyük ölçüde Kevin çekiyor. Öte yandan Svetlana ile ilgili özellikle sezonun ikinci yarısındaki olayları pek hoş karşılamadığımı belirtmem gerek. Renkli ve komik üçlünün bu kadar çabuk bozulması hoş olmadı.

Ve son olarak ailenin hayırsız babası Frank’ten bahsetmek gerek… Frank bu sezon evsizleri organize etti ve “yeni Gallagherlar” olarak adlandırdığı yeni bir aile kurdu kendisine. Sezonun son kısmında ise ailenin Frank’ten bile  hayırsız ferdi Monica yeniden karşımıza çıktı. Doğrusu Frank’in sezon boyunca hikayesini pek beğenemedim ve bana göre bu sezonun eksilerinden biriydi. Normalde sahnelerinden en çok keyif aldığım karakter olsa da bu sezon Frank’in sahneleri sevilebilir olmaktan uzaktı. Buna karşın sezonun son bölümlerinde Monica’nın gözükmesiyle başlayan duygusal sahneler sezonun en iyi anlarını oluşturdu. William H. Macy, bir kez daha büyük oyuncu olduğunu bu sahnelerde kanıtladı…

Artık yavaş yavaş Shameless için yolun sonu gelmeye başlıyor gibi gözüküyor. Orijinal İngiliz versiyonu 11 sezon sürmüş olsa da Amerikan versiyonunun 10 sezonu geçeceğini sanmıyorum. Artık karakterlerin hikayeleri toparlanmaya başladı ve final yapsa yapabilecek bir havası var dizinin. Aslında dizinin bu sezon final yapması bile söz konusu oldu bir ara. Şöyle ki dizinin başrollerinden Emmy Rossum, kadın olduğu için diğer başrol William H. Macy’den çok daha düşük ücret aldığı için eşit ücret talep etti. Söylenenlere göre bir ara kriz yaşansa da sonuç olarak yöneticiler ve Emmy Rossum anlaşmaya vardılar ve 8. sezon onayı geldi. Bu arada bana soracak olursanız William H. Macy’nin Emmy Rossum’dan daha fazla ücret alması son derece normal. Evet, Emmy Rossum dizide başrol ve çok da iyi oynuyor ama William H. Macy daha da başka bir boyutta oyuncu. Oscar adayı olmasının yanı sıra diziye pek çok ödül töreninde adaylık, ödül getiren bir oyuncu. Tabii ikisinin ücreti arasında ciddi uçurum varsa Emmy Rossum’unki haklı bir istek olabilir…

Uzun lafın kısası Shameless’ta acısıyla, tatlısıyla bir sezonu daha geride bıraktık. İlerleyen sezonlarına rağmen, bazı karakterlerin hikayelerinin tükenmeye başlayıp tekrara sarmasına rağmen dizi eğlendirmeye, güldürmeye, bazen de duygulandırmaya devam ediyor. Daha kaç sezon devam eder bilinmez ama devam ettiği sürece Shameless izlenmeye değer diziler arasında kalmaya devam edecek gibi gözüküyor…

Shameless 7. Sezon

7.7

Puan

7.7/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.