Bağımsız sinemada son yıllarda giderek artan eşcinsellerle ilgili film akımı mevcut. Öyle ki iki yıl önce Moonlight, tarihi bir zafere imza atarak Oscar’da en iyi film ödülünü kazandı. Call Me by Your Name ise geçtiğimiz yılın en çok konuşulan sinema olaylarından biri oldu. Her ne kadar sinema çevrelerinde bunlar yaşanıyor olsa da bu filmlerin hiçbiri gişede büyük rakamlar yapabilmiş, ana akım sinema içerisinde değerlendirebileceğimiz filmler değildi. 20th Century Fox tarafından hazırlanan “Love, Simon” ise büyük bir stüdyo tarafından hazırlanan ve ana akıma uygun ilk eşcinsel film olduğu iddiasıyla Amerika’da epey ses getirdi. Özellikle Neil Patrick Harris, Kristen Bell, Jesse Tyler Ferguson gibi ünlülerin film daha çok kişiye ulaşsın diye sinemaları kapatıp ücretsiz bilet dağıtması filmin ününe ün kattı.

Becky Albertalli’nin tüm dünyada çok satan romanı “Simon vs. the Homo Sapiens Agenda”dan uyarlanan “Love, Simon”, eşcinsel olduğunu herkesten saklayan lise öğrencisi Simon’ın (Nick Robinson) sınırlarını aşmaya başlamasını konu alan romantik bir gençlik komedisi. Simon, sosyal medya aracılığıyla okulunda kendisi gibi eşcinsel olan bir arkadaş ediniyor. İkili hiçbir şekilde birbirleriyle kimlik bilgilerini paylaşmıyor ve bu arkadaşlık Simon’ın hayatını tümüyle değiştirmeye başlıyor. Okuldaki herkese “acaba konuştuğum kişi bu mu” şüphesiyle bakmaya başlayan Simon, bir yandan da yakın arkadaşları Leah (Katherine Langford), Abby (Alexandra Shipp) ve Nick (Jorge Lendeborg Jr.) hayatına devam ediyor ve işler bir süre sonra karmaşıklaşmaya başlıyor…

“Love, Simon”, gerçek anlamda herkese hitap edebilecek türden samimi bir iş olmuş. Eşcinsellerle ilgili filmlerle hoşlanmayan, hatta nefret eden kişiler bile -ki benim de en az sevdiğim türlerden biri olduğu söylenebilir- Love, Simon’da kendine ait şeyler bulup filmi sevebilirler. Drama yoğunluğunun düşük düzeyde olup dozunda komedisinin de buna katkıda bulunduğu söylenebilir.

Oyuncu kadrosundaki herkesin üzerine düşeni iyi yerine getirdiği filmde Nick Robinson’ın başarılı, aynı zamanda oldukça sevilebilir performansı filme ciddi katkı sunmuş. 13 Reasons Why’da bayılarak izlediğim Katherine Langford’ı ilk kez farklı bir yapımda izleyecek olmak da beni filme dair çeken temel unsurlardandı. Çok ekstra bir performans koymasa da Langford’ı izlemekten yine büyük keyif aldım. Dörtlü arkadaş grubunun birbiriyle uyumu benim için filmin artılarından oldu. Jennifer Garner ve Josh Duhamel’ın oynadıkları anne-baba karakterleri ise pek sönük kalmış. Buradaki asıl sorumlu ise oyunculuklardan ziyade karakterlerin derinliksiz yazılmasıyla ilgili. Film, okul yaşamına odaklandığı için aile tarafını geri plana itmişler. Sevdiğim oyunculardan biri olan bol ödüllü Tony Hale de oldukça karikatürize bir okul müdürü rolüyle filme katkıda bulunanlardandı. Bu arada 13 Reasons Why’dan tek isim Katherine Langford da değildi, dizinin Justin’ı Miles Heizer da kadroda yer bulan isimlerden biriydi.

Anlayacağınız ben Love, Simon’ı baya sevdim. Bu tür filmler arasında en derinliklisi değil belki ama basit bir şekilde derdini anlatan izlemesi keyifli bir film. Herkese rahatlıkla tavsiye edebilirim…

Love, Simon

7.5

Puan

7.5/10

1 Yorum

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.