Geçtiğimiz yıl “guilty pleasure” yani suçlu zevk olarak nitelendirebileceğim filmlerin başında “Divergent” geliyordu. Normalde pek sevmeyeceğim tarzda bir film olmasına karşın Divergent’ı Shailene Woodley faktörüyle birlikte çok sevmiştim. Fakat her ne kadar filmi çok sevmiş olsam da filmi seriye çevirmenin çok mantıklı olmadığını düşünüyordum ve ikinci filmle ilgili fragmanlar da beni hiç heyecanlandırmamıştı. Nitekim korktuğum gerçekten de gerçekleşti…
Insurgent, çok satan romandan uyarlama serinin ikinci filmi. İlk film başarılı olunca seri üç filmden dört filme uzatılmıştı yani iki film daha kapıda. Insurgent’ta Tris’in ilk filmde kalan hikayesi devam ediyor. İlk filmde ummadığı kayıplar yaşayan Tris ve arkadaşları filmin fantastik dünyasında uyumsuzluklarından ötürü hedef haline geliyorlar. Biz de onların bu yaşadıklarını izliyoruz film boyunca…
Divergent beni nasıl yakalamayı başarmıştı çok emin değilim, belki Shailene Woodley’nin büyüsüne kapılmıştım ama Insurgent bunu kesinlikle başaramadı. Özellikle filmin ilk kısımları yavaş ilerleyişi, tatmin edicilikten uzak diyaloglarıyla beni bir hayli sıktı. İkinci kısımda ise aksiyon artsa da arkadaki hikayeyi başarılı bulmadığımdan bu kısımlar da beni pek memnun edemedi.
Insurgent’ın olumsuz yanları ağır bassa da hoşuma giden birkaç yanı da yok değildi. Tris’in kafasında yaşadığı bilim-kurgu ürünü sahneler bence düşünce olarak başarılıydı ve filmin gerçekten kayda değer bir şeyler sunuyor olması açısından önemliydi. Fakat gel gelelim bu kısmın işlenmesi de bir hayli sorunlu olmuş. Diğer bir beğendiğim daha doğrusu fena bulmadığım nokta ise filmin finaliydi.
Shailene Woodley’ye olan hayranlığımı her fırsatta dile getiriyorum. Bu filmde de her zamanki gibi başarılıydı, yani bu tarz bir film için gayet iyi bir performanstı. Fakat umarım bu tarz gişe filmlerinden ziyade geçen yılki The Fault in Our Stars veya bu yıl gösterime girecek Snowden gibi potansiyelini daha iyi gösterebileceği filmlerle yoluna devam eder.
Geçen yıl Whiplash’te bayılarak izlediğimiz Miles Teller bu filmde can sıkıcı bir karakteri canlandırıyor. Kate Winslet, Octavia Spencer, Ansel Elgort gibi isimler filmde kendine yer bulan ünlüler arasında. Theo James ise serinin en gereksiz gördüğüm karakterlerinden birini canlandırıyor…
Sonuç olarak Insurgent, iyi bir film olan Divergent’ın zayıf bir devam filmi. Kendi içinde dikkat çekici noktalar barındırsa da genel olarak tatmin edicilikten uzak, eğer Divergent’ı sevmediyseniz direkt es geçebileceğiniz bir yapım. Ben de doğrusu serinin geri kalan iki filmini izlememeye daha yakınım ama işin içinde Shailene Woodley olduğundan kesin konuşamıyorum…
Insurgent
Yorum Yazın