Ödül sezonunun ses getiren sürpriz filmlerinden birisi de daha çok 2007 yapımı Lars and the Real Girl filmiyle bilinebilecek ve ödüllerle arası pek de iyi sayılmayan Craig Gillespie’den geldi. Özellikle başrol oyuncuları Margot Robbie ve Allison Janney’nin performansları sayesinde Toronto Film Festivalinde ciddi ilgi gören film, giderek yarışta adını güçlendirerek Oscar yolunda ilerlemeye başladı…

90’lı yıllarda spor ve magazin dünyasını sarsan, Nancy Kerrigan saldırısına ışık tutan film aynı zamanda Tonya Harding biyografisi niteliğinde. Küçüklüğünden beri annesi tarafından acımasızca ve şiddet uygulanarak yetiştirilen Tonya, yine annesinin zorlamalarının da etkisiyle buz pateninde kısa sürede büyük işler başaran bir kızdır. Fakir bir aileden gelen Tonya, genç yaşta birlikte olup evlendiği Jeff ile oldukça enteresan bir ilişki içindedir. Tıpkı annesinden gördüğü gibi Jeff’ten de şiddet gören Tonya’nın kendisi de pek masum değildir…

“I, Tonya” farklı anlatım tarzıyla dikkat çeken çarpıcı bir biyografi. Filme Tonya, annesi ve eşinin röportaj şeklindeki günümüz görüntüleriyle başlıyoruz. Bir yandan geçmişten başlayarak hikayemiz ilerliyor, diğer yandan da zaman zaman günümüzdeki hallerinin konuyla ilgili yorumlarını izliyoruz. Yani düz şekilde ilerlemeyen ilginç bir kurgu var karşımızda. Bu durum da filmi benzer türdeki filmler arasında çok farklı bir yere koymuş…

Filmi izlemeden önce Tonya Harding’i tanımıyordum ve olaylar hakkında herhangi bir fikrim yoktu. Klasik bir başarı hikayesi filmi izleyeceğimi sanıyordum ancak olaylar karşısında oldukça şaşkın kaldım. Tonya’nın hayat hikayesi oldukça ilgi çekici olsa da izlemenin o kadar da keyifli olduğunu söyleyemeyeceğim. Özellikle filmin yoğun şiddet içermesi, aile içi şiddetin gerçekçi yanını göze sokması rahatsız ediciydi.

I, Tonya’nın en büyük artısı şüphesiz Margot Robbie’nin muhteşem performansı. Martin Scorsese sayesinde The Wolf of Wall Street ile keşfettiğimiz Margot Robbie kısa sürede kariyerinde büyük yol aldı. Berbat eleştiriler alan Suicide Squad’taki performansı bile beğeni toplamıştı Margot Robbie’nin fakat o tip gişe filmlerine bulaşması tedirginlik yaratıcıydı. Neyse ki “I, Tonya” ile birlikte çok doğru bir adım attı kariyerinde. Oscar adaylığına kesin gözle bakıyorum ki ödülü alırsa da herhangi bir itirazım söz konusu olmaz…

Televizyonun ödül avcısı Allison Janney ne yazık ki bugüne kadar sinemada aynı başarıyı gösterebilmiş bir isim değildi. Buradaki kötü anne rolüyle Janney, uzun süredir beklenen gösterişli rolünü kapmış ve tabii ki bu fırsatı kaçırmamış. Yılın en iyi yardımcı oyuncu performanslarından biri bana göre, onun da Oscar adaylığı cepte ve ödüle bir hayli yakın… Kadroda bu iki isim dışında ise dikkatimi çeken bir performans yoktu.

“I, Tonya” ilgi çekici bir gerçek hikayeyi farklı bir şekilde sinemaya uyarlayan bir film. Margot Robbie ve Allison Janney’nin güçlü performanslarının da etkisiyle ödül sezonundan adından söz ettirmeyi hak ediyor. Fakat rahatsız edici şiddet ve sürükleyicilik sorunları nedeniyle daha da iyi olma şansını kaçırıyor…

I, Tonya

7

Puan

7.0/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.