izleryazar’ın açılmasından önce izlemiş olduğum filmleri kendimce ele almaya devam ediyorum. Bu kez Amerikan sinemasından biraz uzaklaşarak Belçika yapımı ve orijinal adı “Deux jours, une nuit” olan Two Days, One Night hakkında bir şeyler yazmak istedim…

Her ne kadar Avrupa sinemasına pek hakim olmasam da geçtiğimiz yıl Oscar’da iddialı olan filmleri izleyerek yavaş yavaş izlediğim Avrupa sinemasına dair film sayısını arttırmaya başladım. Sanırım yıllar ilerledikçe Avrupa sinemasına da belli bir düzeyde hakim duruma geleceğim. Her neyse bu yıl da Oscar’da yabancı dil kategorisi için adı geçen ve izleme imkanım olan filmleri erkenden izlemeye başladım. Bu filmlerden biri de Belçika yapımı Two Days, One Night idi.

Two Days, One Night’ın yönetmenleri Belçika sinemasında önemli bir yere sahip olan ve daha çok küçük bütçeli gerçekçi filmler çeken Dardenne kardeşler. Biraz önce de dediğim gibi Avrupa sinemasına hakim olmadığımdan dolayı kendileriyle bu filmde tanışmış oldum.

Dünyaca ünlü bir oyuncu olan Oscar ödüllü Marion Cotillard, Dardenne’lerin bir filminde rol almayı çok istemiş ve bunu kendilerine bizzat dile getirmiş. Daha sonra gelen teklif üzerine de filmin senaryosunu daha okumadan teklifi kabul etmiş Cotillard. Böylece önceleri daha mütevazı oyuncularla çalışan Dardenne’ler ilk kez böyle büyük bir oyuncuyla bir araya gelmişler.

Two Days One Night

Film, kaybettiğini işini geri kazanma peşinde koşan bir kadının geçirdiği bir haftasonunu konu alıyor. Ana karakterimiz olan Sandra, hastalıkları nedeniyle işe bir süre ara vermek zorunda kalıyor ve bu süreçte de çalıştığı işin patronları bir kişi eksikken de işlerin gayet iyi bir şekilde yürüdüğünü farkediyor. Bunun üzerine çalışanlara oylama yaptırmaya karar veriyorlar. Çalışanlar ya ekstra prim alacaklardır ya da Sandra’nın işe devam etmesi yönünde oy kullanacaklardır. İlk oylama Sandra’nın aleyhine sonuçlanıyor ve Sandra ikinci oylamada iş arkadaşlarının fikrini değiştirebilmek için hepsiyle tek tek görüşmek zorunda kalıyor. Bu yolda da eşinden destek görüyor.

Bana kalırsa filmin anlatmayı başaramadığı temel nokta Sandra’nın gururunu ayaklar altına pahasına işine neden ihtiyaç duyduğunu iyi anlatamaması. Filmin henüz başında yaratılan yoğun drama inanmamızı sağlamak için bir şey verilmemiş bizlere…

Yukarıda bahsettiğim problem dışında ise filmde her şey tam yerinde olmuş. Hikaye, bir şekilde kendine bağlatmayı başarıyor ve akıcı kurgusuyla birlikte Sandra’nın ikna çabalarını bazen büyük bir keyifle, bazen ise hüzünle izliyoruz.

Marion Cotillard, elbette filmin öne çıkan ismi konumunda. İlk kısımdaki oyunculuğunu biraz abartılı bulsam da filmin genelinde oldukça iyi bir performansa imza atarak filme uyum sağlamamızdaki temel faktörlerden birini oluşturuyor. Oscar adaylığı ihtimallerinden bahsedecek olursak küçük bir ihtimal var evet ama Akademi’nin filmi ciddiye almaması sanki daha yüksek ihtimalmiş gibi. Yine de sezon içerisinde bazı ödüllerde adını duyacağımıza şüphe yok. Tıpkı geçen gün açıklanan  Avrupa Film Ödülleri adayları arasında yer alması gibi…

Filmdeki diğer oyuncular da üstlerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmiş olsalar da öne çıkan başka bir isim olduğunu söylemek zor.

Two Days One Night

Belçika, geçtiğimiz yıl Oscar için aday gösterdiği The Broken Circle Breakdown ile ilk beşe kalmayı başarmıştı. Two Days, One Night da bu yolda onu izlemeye çalışacak ama işi hiç de kolay değil. Gururumuz Kış Uykusu’nun da iddialı olduğu kategoride öne çıkan pek çok film var ve galiba Belçika bu kez ilk beşe kalamayacak ama şahsen Two Days, One Night’ın ilk beşe kalmasında bir sakınca görmüyorum şu an için.

Özetle Two Days, One Night yılın izlemeye değer yapımlarından biri. Evet, eksikleri yok değil ama izlerken tıpkı benim gibi keyif alacağınızı tahmin ediyorum. Fazla beklenti içine girmeden izlemenizde fayda var. Yazının başında Dardenne kardeşleri ilk kez izlediğimi söylemiştim ama görünen o ki bu film bir son olmayacak…

Two Days, One Night

7.5

Puan

7.5/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.