Hem eleştirmen yorumlarında hem de izleyici yorumlarında vasatı geçemeyen filmleri pek çok kişi gibi genellikle elerim fakat bu yıl bu durumun istisnalarından biri The Neon Demon oldu. Aslında sevmeyeceğim türden bir filme benzese de nedense The Neon Demon’da beni çeken ve izlemeye iten, adını koyamadığım bir şeyler vardı. Elle Fanning, ilgi çekici gözüken renk kullanımı, sosyal medyada gördüğüm bazı tutkulu yorumlar sanırım bundaki etkenlerdi…

The Neon Demon, 2011 yapımı Drive ile ses getirse de özel olarak takip etmediğim bir yönetmen olan Nicolas Winding Refn imzalı bir yapım. Tarif edilemeyen özel bir güzelliğe sahip olan genç bir kızın (Jesse) hayallerinin peşinden koşarak modelliğe adım atmaya başlaması konu alınıyor. Çevresindeki diğer güzeller Jesse’nin gelişi birlikte gölgede kalır ve  bu kızlar kıskançlıkla birlikte pek çok kötülüğü yapabilecek kapasitedir. Masum güzel Jesse’nin güzelliği bir süre sonra kendisine zarar vermeye başlar ve masumiyetini koruması zor bir hale gelir…

Herkese hitap etmeyecek özel bir film olan The Neon Demon, farklı tarzıyla kendisini izlettirmeyi başarıyor. Filmdeki renk kullanımını daha doğrusu görüntü yönetmenliği işçiliğini, müzik kullanımını epey beğendim ama bu filmin sorunları olmadığı anlamına gelmiyor. Film, sonuyla yeterince iyi bir şekilde bağlanamıyor. Yer yer filmdeki her şeyin aşırı ağırdan alınması, bununla birlikte yapaylığa dönüşmesi ve süreyi uzun uzun kullanması rahatsız edici hale geliyor.

Filmdeki en iyi şeylerden biri şüphesiz Elle Fanning’in etkileyici performansıydı. Fanning kardeşlerin küçüğü olan Elle Fanning bu filmle birlikte artık genç kategorisine girdiğini ve daha ciddi rollerin üstesinden başarıyla gelebileceğini bir kez daha gösteriyor. Onun dışında beni performansıyla etkileyen bir diğer isim ise Sarah’ı canlandıran Abbey Lee oldu. Özellilkle belli başlı birkaç sahnedeki performansı çok iyiydi. Christina Hendricks, Keanu Reeves ise geçerken uğramış durumunda olan az gözüken ünlü oyunculardı…

Uzun lafın kısası The Neon Demon, yılın en orijinal işlerinden biri. Bu orijinalliği (ya da marjinallik mi demeli?) bazı noktalarda avantaj, bazı noktalarda ise dezavantaj haline dönüşmüş. Süreyi daha tasarruflu kullansa ve sonu biraz daha tatmin edici olabilse belki daha çok sevebilirdim. Tabii bu hali de gayet izlenebilir, en azından vasatın üstünde. Zaman zaman böyle farklı tatlardan da tatmak gerek…

The Neon Demon

6

Puan

6.0/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.