2016’ya dair en çok umut beslediğim filmlerden biriydi The Girl on the Train… Ününü çok duyduğum çok satan bir roman uyarlaması olması, The Help’in yönetmeni Tate Taylor’ın elinden çıkması, Emily Blunt gibi doğru rollerde parlayan bir başrole sahip olması ve hepsinden de önemlisi konusuyla tam sevebileceğim tarzda bir film olması umut besleme sebeplerimdendi. Her ne kadar filmin aldığı kötü eleştiriler büyük hayal kırıklığı yaratsa da benim hala umudum vardı, boş yereymiş…
Boşanma sonrası oldukça mutsuz bir hayat geçiren Rachel (Emily Blunt), her gün trenle eski eşinin, eski evinin önünden geçer ve her defasında onların ne kadar muhteşem bir hayat sürdüklerini düşünür. Bir gün yine aynı eski eve bakarken farklı bir tablo görür. Ertesi gün ise kendisini kan içinde, hiçbir şey hatırlamaz, berbat bir şekilde bulur. Tam da aynı gün eski eşinin yeni eşi Megan ortalardan kaybolunca bütün oklar Rachel’ı gösterecektir…
The Girl on the Train, her ne kadar ilgi çekici bir konuya sahip gibi gözükse de ilgi çekici olabilecek bir konunun harcanmasından ibaret. Hikayenin tahmin edilebilir bir şekilde ilerlemesi bir yana sinemaya uyarlanmasında da ciddi sıkıntılar var. Farklı olmaya çalışan bir anlatı tarzına sahip film, başarısız kurgusuyla ve özensiz yönetmenliğiyle ne yazık ki sınıfta kalıyor.
Filmin en büyük artısı şüphesiz Emily Blunt’ın SAG adaylığı kazanan etkileyici performansı. Emily Blunt, filmin başından sonuna kadar büyük oynuyor ve elinden gelenin en iyisini sergiliyor. Aslında filmin Emily Blunt ödül kazansın diye çekilmiş bir film gibi gözüktüğünü bile söyleyebiliriz. Gişeye oynayan büyük bir prodüksiyon olduğunu bilmesem, The Girl on the Train’in küçük bir yönetmenin oyunculuk Oscar’ı kazandırmaya çalışan bir filmi olduğunu düşünebilirdim. (Jennifer Aniston’ın Cake filmi gibi) Erkek oyuncuların zayıf kaldığı filmde Rebecca Ferguson ve Haley Bennett’in fena iş çıkarmadıkları söylenebilir.
Anlayacağınız The Girl on the Train benim için yılın en büyük hayal kırıklıklarından biri oldu. Emily Blunt’ın başarılı performansını bir kenara koyacak olursak neresinden tutarsanız tutun elinizde kalacak, üzerinde pek konuşmaya değmeyecek bir yapım. İyi olabilecek ama olamayan bir konu, zayıf senaryo, kötü yönetmenlik, kötü kurgu… Bu kadarını hiç tahmin etmiyordum, eleştirmenlerin yanıldıklarını sanıyordum ama ne yazık ki yılın en zayıf filmlerinden biri…
The Girl on the Train
Yorum Yazın