Les Misérables ve The King’s Speech gibi iki harika filme imzasını atan Tom Hooper’ın yeni filmi hakkında ise olumsuz olarak ön yargılıydım ve sevdiğim bir yönetmen olmasına karşın film hakkında hiç heyecanlı değildim. Bunda temel etken itici bulduğum Eddie Redmayne’nin başrolde oluşu ve ödül avlamaya yönelik trans konusunun pek hoşuma gitmeyişiydi. Tabii kötü eleştiriler de filmden beklentilerimi iyice düşürmemi sağladı. Fakat yanılmışım, The Danish Girl  başarılı bir yapım. Belki saydığım diğer iki Tom Hooper filminin epey altında ama genel anlamda gayet eli yüzü düzgün bir film.

The Danish Girl, konusunu Danimarkalı iki ressamın gerçek hikayesinden alıyor. Gayet mutlu bir evlilikleri olan Einar ve Gerda’nın hayatı Einar’ın gerçek benliğinin peşine düşmeye başlamasıyla epey karmaşık bir hale geliyor ve Einar’ı tarihteki cinsiyet değiştiren ilk kişi olmaya iten bir yolda ilerleniyor…

1920’li yıllarda başlayan hikaye her ne kadar daha önceden izlediğimiz şeyler üzerine kurulu olsa da iyi oyunculuklar, başarılı prodüksiyon tasarımı ve müzikler The Danish Girl’ü çekici kılan unsurlar arasında. Yalnız bununla beraber filmin bazı sorunları olduğu da inkar edilemez. Filmin süresi aslında çok uzun değil ancak büyük çoğunluğu iki karakter etrafında gelişen bu film için iki saat biraz fazla uzun gelmiş, bazı sahneler kolayca atılabilirdi bana kalırsa. Böylece film daha sürükleyici hale getirilebilirdi.

Alicia Vikander - The Danish Girl

Her ne kadar filmin asıl yıldızının Eddie Redmayne olduğu düşünülse de The Danish Girl’ü asıl sırtlayan isim Alicia Vikander. İsveçli genç oyuncu gösterdiği harika performansla filmin her anında kendisine hayran bıraktı. Bu filmden sonra sanırım kendisinin olduğu hemen her projeyi izlemeye çalışacağım, öyle bir hayranlık… Oscar’da yardımcı kadın oyuncu kategorisinde yarışması ise gerçekten tuhaf, çünkü Eddie Redmayne’den bile daha önde olduğu söylenebilir. Filmin hemen her anında var. Tabii yardımcı kadın oyuncu dalında ödülü kazanacağı ön görülerek böyle bir şey yapılmış ama ne kadar doğru tartışılır. Yine de Oscar’ı kazanırsa epey mutlu olacağımı söylememe gerek yok herhalde?

Geçen yıl The Theory of Everything ile zor bir rolle Oscar kazanmayı başaran Eddie Redmayne yine rol bir rolün üstesinden gelmeye çalışmış. Her ne kadar Eddie Redmayne’i pek sevmeyip itici bulsam da yetenekli bir oyuncu olduğunu kabul ediyorum. Yalnız buradaki performansının çok abartılacak bir yanı yok. Gerçekten iyi olduğu birkaç sahne var ama filmin bazı yerlerinde biraz fazla yapay kaldığı da olmuş. Yine de Oscar adaylığını hak ettiğini düşünüyorum rakiplerinin zayıflığı da göz önünde bulundurulursa.

Özetle The Danish Girl, beklediğimden çok daha fazla beğendiğim bir film oldu. Olumsuz yorumlara aldanmadan izleyin ve kendi kararınızı verin derim. 4 dalda kazandığı Oscar adaylığını hak ediyor. Bazı problemleri olsa da cinsiyet değiştirmeyle ilgili en iyi filmlerden biri olduğu iddia edilebilir.

The Danish Girl

7.5

Puan

7.5/10

1 Yorum

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.