2017’nin en çok merakla beklediğim filmlerinden birisi Emma Watson ve Tom Hanks’i aynı filmde buluşturan The Circle idi. Bir tarafta çok sevdiğim usta Tom Hanks, diğer yanda Harry Potter serisindeki küçüklük hallerinden beri keyif alarak izlediğim Emma Watson… Üstelik yönetmen de The Spectacular Now, The End of the Tour gibi eleştirel başarı yakalamış filmlerin yönetmeni, son yılların umut vaat eden yönetmenlerinden James Ponsoldt. Hal böyle olunca beklentiler çok yüksek olsa da ilk gelen eleştirmen yorumları resmen hayal kırıklığı oldu. Her ne kadar olumlu eleştiriler mevcut olsa da eleştirmenlerin çoğu filmi yerin dibine batırınca, üstelik izleyici de benzer tepkiler verince benim de beklentilerim biraz törpülendi, yine de sinemaya büyük bir hevesle gittim ve beklediğimi de gayet buldum. Aldığı ağır eleştirileri kesinlikle hak etmeyen, eli yüzü düzgün bir yapım The Circle…

Yakın gelecekte geçen hikayemizin ana karakteri olan Mae (Emma Watson), sıkıcı bir işte çalışan sıradan birisidir. Fakat bir gün bir arkadaşının da desteğiyle hayallerini kurduğu teknoloji şirketinde işe kabul edilir. O sıralar Mea’den mutlusu yoktur ama şirketin içerisi görüldüğünden farklı, oldukça çarpıcıdır. Şirket çalışanları arasında kurulan aşırı ilerlemiş sosyal network korkutucu düzeydedir fakat bunun pek çok yararı da vardır. Örneğin Mae’nin hasta babası için bu ağ kullanılarak tedavi imkanları bulmak son derece kolaydır. Dahası ise şirket sürekli yeni ürünler piyasaya sürmekte ve Mae de bu ürünlerden birinde önemli bir görev üstlenir hale gelecektir…

The Circle, aslında teknolojinin yararları ve zararları üzerinde duran çarpıcı bir yapım. Özellikle de kişisel gizlilik üzerinde… Evet, belki son yıllarda özellikle Black Mirror dizisiyle birlikte bu konu biraz sıradanlaşmaya başladı ama bu durum iyi fikirlerin filmleşmesinin önünde engel değil. The Circle’da da teknolojinin geldiği farklı boyutlarda pek çok yararlı şey sunuluyor ama bununla beraber bunun getirdiği olumsuzluklar masaya yatırılıyor…

The Circle ile ilgili olumsuz görüşlerin çoğunda filmin sıkıcı olduğundan yakınılmış, fakat bana kalırsa film ilk sahnesinden itibaren oldukça sürükleyiciydi. Hem teknolojinin ilgi çekiciliği hem de sevdiğim oyuncuların varlığıyla film kendisini ilgiyle izlettirdi. Yalnız James Ponsoldt’un yönetmenliğinin yeterince beklentileri karşılayamadığını söylemek mümkün. Önceki filmlerinde gerçekçiliği ön planda tutan yönetmenin birden bilim-kurguya geçişi epey sert olmuş. Filmin yönetmenin filmografisinde aykırı bir yere sahip olduğunu söylemek mümkün.

Filmin başrol oyuncusu olan Emma Watson performansıyla beklentilerimi fazlasıyla karşıladı. Filmi sevmemdeki en büyük faktör Watson’ın iyi performansı olabilir, kendisini izlerken her zamanki gibi keyif aldım. Bence performansı bu yıl gişe rekorları kırdığı Beauty and the Beast’ten de iyiydi. Filmin aynı zamanda yapımcıları arasında bulunan Tom Hanks ise teknoloji şirketinin başındaki adam olarak pek alışkın olmadığımız türden bir karakteri canlandırmış. Varlığı elbette her zamanki gibi değerli ama süre olarak filmde çok fazla yer aldığını söylemek doğru olmaz. Daha çok filmin tanıtımına katkıda bulunmak için bu filmde yer almış olmalı Hanks. Mesela Karen Gillan’ın rol süresi tahminimce Hanks ile aynıydı veya daha fazlaydı. Star Wars: The Force Awakens ile yıldızı parlayan John Boyega, Boyhood’un büyüyen çocuğu Ellar Coltrane ve tecrübeli oyuncu Bill Paxton kadronun diğer dikkat çeken isimleri arasındaydılar. Fakat hiçbiri yeterince etkin kullanılamamış. Özellikle John Boyega Zuckerberkvari rolüyle filmde hayalet gibi gezinmiş…

Uzun lafın kısası The Circle, yakın gelecekte teknolojinin getirebileceği ve insanlıktan götürebilecekleri üzerine izlemeye değer bir yapım. Ne abartıldığı kadar kötü, ne de film çıkmadan önce beklentilerimi yükselttiğim kadar iyi. Özellikle Emma Watson’ı seven biriyseniz, orada buradaki kötü puanlara kanmadan şans verin derim…

The Circle

7

Puan

7.0/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.