Ekranların en utanmaz dizisi olan Shameless’ta 6. sezonu da geride bıraktık. Bir türlü yüzü gülmeyen Gallagher ailesinin hikayeleri yavaş yavaş tükenmeye başlasa da dizi bir şekilde ilgi çekici olmayı sürdürüyor.

Dizinin ilk sezonlarında küçük çocuklardan oluşan bir aileyi izliyorduk ama karakterler büyüdükçe hikayeleri birbirlerinden iyice ayrılmaya başladı. Öyle ki artık tüm Gallagher kardeşleri bir arada gördüğümüz sahneler epey az. Tabii bu durumu olumsuz bir şey gibi görmemek gerekiyor ama dizideki bazı karakterlerin hikayelerinin yeterince iyi şekillendirilemiyor oluşu dizinin eski sezonlarına göre biraz geride kalmasına neden oluyor. Tabii dizinin genel hikayesinin büyük ölçüde tükenmesi de bu durumda etkili.

Shameless 6. Sezon - 2

Dizinin son sezonlarında beni ve gördüğüm kadarıyla genel anlamda da izleyiciyi en çok rahatsız eden konu Fiona’nın bir türlü sürekli bir birlikteliğe imza atmaması ve Fiona’nın hikayesinin giderek ilgi çekiciliğinin azalmasıydı. Neyse ki bu sezonda bu durumu epey toparladılar. Sean ile Fiona uzun zamandır aradığını buldu ve evliliğe giden bir yola girmeye başladılar. Fakat sezon finalindeki gelişme sanki gelinen bu yolu çöpe attı ve dizi için yanlış bir yola girildi. Tabii bunun cevabını gelecek sezon öğrenebileceğiz.

Gallagher ailesinin büyük erkek kardeşlerinden Lip ise aileden uzakta kendi sıkıntılarıyla boğuşup durdu. Profesör ile olan ilişkisinde patlak çıkınca Lip’in girdiği sürekli bunalım hali dizinin can sıkan noktalarından biri olmaya başladı. Dünyadaki tüm kızların Lip ile birlikte olmak için sıraya girmiş gibi bir hava yaratılıyor olması da dizinin can sıkıcı noktalarından. Senaristler nasıl başarabilir bilmiyorum ama Lip’e daha iyi bir hikaye şart.

Ian için ise bu sezon işler hiç fena gitmedi. Yeni bir iş ve yeni eş ile Ian bipolar hastalığından kurtulmuş, Mickey’yi atlatmış bir görüntü çizdi. Fakat Ian’ın sahnelerinin dizinin en sıkıcı sahnelerini oluşturduğunu ve hikayesinin hiçbir kısmını ilgi çekici bulmadığımı belirtmem şart.

Shameless 6. Sezon - 3

Gallagherların bu sezon en renklileri ise Carl ve Debbie oldu. Geçtiğimiz sezon yolu hapishaneye kadar düşen Carl irice bir siyahi arkadaşıyla beraber hapishane günlerini dışarıda yaşadı. Fakat sezon içinde yaşadıklarıyla birlikte Carl ağır darbe alarak kendini bulma yolunda önemli bir adım attı. Tanıştığı güzel kız arkadaşının da etkisiyle tabii. Carl’ın hikayesinin iyi yazıldığının ve dizinin ilgi çekiciliğini korumasını sağlayan önemli unsurlardan olduğunu söyleyebilirim.

Debbie’nin karakter gelişimi ise geçen sezon gidilen yanlış yolun ardından bu sezon düzeltilmeye başlandı. Çocuk yaşta anne olan Debbie özellikle Fiona’dan destek görmeyince epey zorda kalsa da kendi bildiğinden şaşmadı. Bu yolda en büyük desteği ise Frank’ten görmesi sezonun sürprizlerindendi.

William H. Macy’nin muhteşem performansıyla izlediğimiz Frank karakteri ise yine dizinin en büyük rengi oldu. Zaman zaman ailesini umursamaya başladığını düşünsek de Frank her daim olduğu gibi kendi yolunda ilerlemeyi sürdürdü. Normalde nefret etmemiz gereken bu karakteri bize sevdiren ve dizinin başarısındaki temel etken olarak gördüğüm William H. Macy’yi ayrıca kutlamak gerekiyor.

Geçen sezonun yanlışlarından biri Kevin ve V cephesinde yaşanmıştı. İkili arasındaki ilişki için yazılan çok kötü senaryo neyse ki bu yıl düzeltildi. Hatta dizinin en keyifli yanlarından birinin Kevin, V ve onlarla birlikte ayrılmaz üçlü yolunda ilerleyen Svetlana’nın oluşturduğunu söyleyebiliriz.

Özetle Shameless artık yaşlanmaya başlayan ve yavaş yavaş sona erdirilmesi gereken dizilerden biri olsa da, bazı karakterlerin hikayeleri epey kötü yazılsa da hala ekranlardaki en izlenesi dizilerden biri. Bazen komik, bazen duygusal, çoğu zaman eğlenceli…

Shameless 6. Sezon

7.8

Puan

7.8/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.