Türk sinemasında her hafta birbirinin kopyası nitelikte, hatta niteliksiz diyebileceğimiz filmler ardı ardına vizyona giriyor. Arada sırada tek tük olarak çıkan iyi işler ise genellikle hak ettiği değeri göremeden vizyondan ayrılıyor. Bu noktada bizlere düşen ise farklı olmaya çalışan işlere sahip çıkıp hak ettikleri değeri göstermeye çalışmak. İşte o yapımlardan biri de ülkemizde çıkmış eli yüzü düzgün az sayıdaki animasyondan biri olan Kötü Kedi Şerafettin. Genellikle ya fazla çocuksu olan ya da dini karakterler üzerine giden Türk animasyonu için devrim niteliğinde sayılabilecek önemli bir film Kötü Kedi Şerafettin…

Doğrusu çizgi roman kültürüne sahip biri değilim ve Bülent Üstün’ün klasikleşen karakteri “Kötü Kedi Şerafettin” ya da kısaca Şero ile ilgili daha önce herhangi bir şey izlememiş veya okumamıştım. Hal böyle olunca film benim için aynı zamanda Şero ile tanışma filmine döndü.

Kötü Kedi Şerafettin, hayvanların da tıpkı insanlar gibi yaşayıp konuşabildikleri, insanlarla konuşarak ilişki kurabildikleri fantastik bir evrende geçiyor. Şerafettin ise zeki, çevik ve ahlaksız, terbiyesiz bir kedi. Bizde onun ve arkadaşlarının maceralarını izliyoruz film boyunca.

Her ne kadar animasyon filmler daha çok çocuklara hitap eden filmler olarak düşünülse de Kötü Kedi Şerafettin, aksi şekilde çocukların izlememesi gereken yetişkinlerin izleyebileceği türden bir film. Güzel tespit ve göndermeleri olmakla birlikte çok fazla belaltı espri ve durum da filmin içerisinde yer tutuyor. Animasyon teknikleri olarak ise filmin kusursuza yakın olduğunu da belirtmek gerekiyor.

Uzun lafın kısası Kötü Kedi Şerafettin yetişkinler için iyi bir eğlencelik. Türk animasyonunun gelebileceği noktaları görmek açısından heyecan verici. Yalnız senaryosunun çok harika olduğunu iddia etmek zor. Belki de Zootopia gibi bu türde zirve yapan bir filmi yakın zamanda izlemiş olmam da filme çok bayılmama engel olmuş olabilir. Yine de izleyin derim…

Kötü Kedi Şerafettin

6.5

Puan

6.5/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.