Blogu 2014’ün sonlarında açmamdan ötürü bir türlü izlediğim filmlerle yazdığım filmlerin sayısını denkleştiremedim. Hala izlediğim halde hakkında bir şey yazamadığım 10’dan fazla film var. Bu yazıda da beş tanesini daha aradan çıkaracağım. Muhtemelen 8. yazıya kadar da bu seri devam edecek. Sözü fazla uzatmadan filmlerimize geçelim…

This Is Where I Leave You

2013’ün pek fazla sevilmeyen, buna rağmen benim oldukça sevdiğim filmlerinden biri August: Osage County idi. Bu film de o filme yakın sularda gezen bir film ve ne yazık ki bu film de pek beğenilmedi genel anlamda. Ben de filmin çok iyi olduğunu iddia edecek değilim tabii ama yine de benim gibi bu tip aile dramı (her ne kadar içine bol miktarda komedi serpiştirilse de) filmlerini seven kişiler için izlemeye değer film.

Filmin en iyi yanlarından biri ve zaten izlememe neden olan yanı da zengin oyuncu kadrosuydu. Başrolde Arrested Development ile tanıyıp sevdiğimiz Jason Bateman yer alıyor. Devamlı aynı karakteri oynuyor gibi gözükse de onu böyle sevdiğimizden bir problem yok. Altın Küre sunuculuğuyla hayran olduğum fakat bugüne kadar hiçbir dizisini, filmini izlemediğim Tina Fey’i de çok beğendim. Filmi izledikten sonra 30 Rock’a başlama isteği doğurdu bende. Adam Driver her zamankinin aksine bu sefer iticiliğinin yanına hafif bir sempatiklik de katabilmiş ilginç şekilde. Corey Stoll, Rose Byrne ve Jane Fonda kadrodaki diğer önemli isimlerdendi. Son olarak Rectify’da harikalar yaratan Abigail Spencer’dan bahsetmek istiyorum. Bu filmde az bir role sahip olsa da yine harikaydı. Kendisinin iyice parlayacağı günleri merakla bekliyorum.

Bir ailenin yıllar sonra bir araya gelme hikayesini anlatan This Is Where I Leave You bu tip filmleri sevenler için izlenilebilir filmlerinden biri. Fakat keşke biraz daha iyi olabilseymiş.

6.5/10

This Is Where I Leave You
This Is Where I Leave You

Edge of Tomorrow

Bu yıl izlememekte direndiğim bilim kurgu filmlerinden biriydi Edge of Tomorrow fakat özellikle Source Code ile benzeştiği noktalar olduğunu duymamla heveslenip izlemeye karar verdim. Ne yazık ki beklentilerimin epey altında kaldı film.

Zaman döngüsü içeren filmler en sevdiğim filmler arasındadır fakat artık sanırım bu konuda doyum noktasına ulaşmaya başladığımdan zor beğeniyorum. Edge of Tomorrow da bu türe yeni bir şey katamadığı gibi kendisinden önceki filmlerin de gerisinde kalmış ve bence ortaya sıkıcı sayılabilecek bir film çıkmış.

Filmin en iyi yanı Emily Blunt’ın performansıydı. Kendisi bu role çok yakışmış ve filmle biraz olsun bağlantı kurabilmemi sağlayan karakter kendisinin karakteri oldu. Tom Cruise da fena sayılmayacak bir performansa imza atmış ama filme ciddi bir katkı yaptığını söylemek zor.

Sonuç olarak Edge of Tomorrow belki bu tarzda fazla film izlememiş kişiler için ilgi çekici olabilir ama bu tip pek çok film izlemiş biri için tatmin edici olmaktan çok uzak bir yapım…

5.5/10

Edge of Tomorrow
Edge of Tomorrow

Nymphomaniac: Vol I

Yılın en sıradışı işlerinden biri de ünlü Danimarkalı yönetmen Lars von Trier’ın Nymphomaniac filmiydi. Özellikle ülkemizde yasaklanmasıyla çok konuşulan film pek çok prestijli yerden ödül ve adaylıklar aldı.

Her yönüyle çok farklı bir film olan Nymphomaniac’ın farklı anlatım tarzı ve bunu yaparken kullandığı metaforlar çok hoşuma gitti.

Filmde diğer iki başrolün gerisinde kalsa da bence Stacy Martin filmin en başarılı noktalarından biriydi. Bu filmden sonra adını daha çok duyuracağını tahmin ediyorum.

Konusu itibariyle herkesin hoş karşılamayacağı bir film olan Nymphomaniac’ın ilk bölümü bazı eksikleri olmasına rağmen genel anlamda sürükleyici ve izlenesiydi.

6.5/10

Nymphomaniac Vol I
Nymphomaniac Vol I

Nymphomaniac: Vol II

Yukarıda birincisini konuştuğumuz Nymphomaniac’ın ilki ne kadar ilgi çekiciyse ikincisi ise bir o kadar başarısızdı. Sanki farklı yönetmen elinden çıkmışçasına ciddi farklar vardı. Değişmeyen tek şey oyunculuk kalitesiydi sanki.

Filmin yasaklanmasına neden olan çoğu kısmın da bu kısım da olduğunu düşünüyorum ve yasaklara karşı olsam da neden yasaklandığını anlayabiliyorum.

İyi ki de film bu şekilde iki parçaya ayrılmış yoksa filmin tamamının gözümdeki değeri düşecekti…

4.5/10

Nymphomaniac Vol II
Nymphomaniac Vol II

Snowpiercer

Bu yazıdaki son filmimiz ise yılın dikkat çekmeyi başaran bilim kurgularından biri Snowpiercer. Gişe filmi olmaktan öteye geçerek (gişe rakamları pek parlak değil bu arada) eleştirmen favorisi olmayı başarabilmiş bir bilim kurgu filmi Snowpiercer.

Tüm insanlığın tek bir trende toplandığı bir gelecekte geçen film oldukça iyi bir çıkış noktasına sahip. Fakat ne yazık ki bu konu yeterince iyi kullanılamamış. Zaman zaman izleyiciyi bağlasa da yer yer sıkıcı olan bir iş çıkmış ortaya. Sonunda filmin bağlandığı nokta da beni tatmin etmedi.

Filmin öne çıkan noktalarından biri oyunculuklardı. Tilda Swinton bildiğiniz gibi bu rolle pek çok eleştirmen ödülü almayı başardı. Kendisi gerçekten iyi oynamış ama filmdeki rolü epey az. Bu kadar az bir rolle bu kadar fazla grubun dikkatini çekmiş olması da bana ilginç geldi doğrusu.

Pek çok yönden Das Boot’a da benzettiğim film, izlemeye değer bir film. En azından gişe rekorları kıran birbirinin kopyası filmlerden daha orijinal bir şeyler sunduğu kesin. Yine de “keşke daha iyi olabilseymiş” dedirten filmlerden biri…

6.5/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.