2017 sinema sezonunu yavaş yavaş sona erdirmeye hazırlandığımız şu günlerde bir yandan da yavaş yavaş 2018 filmlerine giriş yapmanın zamanı geldi. Yılın ilk günlerinde vizyona giren ve 2004 yapımı G.O.R.A. serisinin üçüncü filmi sayılabilecek Arif v 216’dan bahsedeceğim bugün…

Yakın dönemin en önemli yerli komedilerinden sayılabilecek G.O.R.A. bugün hala pek çok esprisiyle günlük hayatımızın içinde yer bulmaya devam ediyor. Her ne kadar çoğunluğun G.O.R.A. kadar beğenisini kazanamasa da konusu itibariyle benim en az G.O.R.A. kadar sevdiğim A.R.O.G.’un on yıl ardından Cem Yılmaz, nihayet yeni bir devam filmiyle bizlerle buluştu.

G.O.R.A.’da uzaylılarla tanışıp yeni evrenlerin kapılarını aralayan Arif, A.R.O.G.’da ise geçmişte yolculuk yapmıştı. Arif v 216’da ise Arif yeniden geçmişe dönüyor fakat bu kez çok daha yakın bir tarihe ve yanında ilk filmdeki androdid dostu 216 ile birlikte… Gora gezegeninde eski Türk filmlerine hayran kalarak insan olmak, insani duyguları yaşamak isteyen 216 dünyaya geliyor. Bu sürpriz ziyaret karşısında şaşıran Arif başta sevinse de çok geçmeden kendini tehlike içinde buluyor. Bir karışıklık sonucunda ise Arif ve 216 soluğu 1960’larda alıyorlar…

Arif v 216, barındırdığı nostaljik duygularla serinin diğer iki filminden ayrışan oldukça değerli bir devam filmi. 60’lı yıllara zaman yolculuğu ile o dönemin sinemasına atıfta bulunmak, o dönemin önemli oyuncu ve şarkıcılarını hayata döndürmek harika bir fikir. Üstelik film, bununla da sınırlı kalmayarak 90’lar popunu 60’lara getirerek bir başka enfes fikri hayata geçiriyor. Bununla birlikte 216 üzerinden “iyi insanlar sadece filmlerde mi olur” sorusunun yanıtı aranıyor, hem günümüz insanı hem de o dönemin insanı üzerinden film boyunca bu durum sorgulanıyor.

Arif v 216’nın en sevdiğim yönü Cem Yılmaz’ın sinema sevgisini net bir şekilde ortaya çıkarması oldu. Film boyunca zaten Türk sinemasının efsane isimlerine saygı duruşunda bulunuluyor fakat bunun dışında onlarca farklı film referansına da rastlamak mümkün. Whiplash, Terminator, Wolverine, Vizontele, Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz  bu hoş göndermelerden nasibini alanlardan bazıları…

Arif v 216’da Cem Yılmaz ve Ozan Güven’e dev bir kadro eşlik ediyor. Özkan Uğur, Zafer Algöz gibi kadrolu oyuncuların yanı sıra Zeki Müren rolüyle Çağlar Çorumlu, Ajda Pekkan rolüyle Farah Zeynep Abdullah, Sadri Alışık rolüyle Mert Fırat, Pembe Şeker rolüyle Seda Bakan kadronun dikkat çeken isimlerinden. Özge Özberk, Kerem Alışık, Ediz Hun, Mustafa Sandal, Murat Arkın gibi pek çok isim de konuk oyuncu olarak kadroda kendilerine yer bulmuşlar…

Tabii Arif v 216 tamamen kusursuz bir film de değil. Filmin en çok eleştirilebilecek noktası küfür kullanımının çok fazla olması. İnce esprileri anlayamayacak izleyiciyi güldürmenin kolay yolu gibi geldi bana bu durum, ne yazık ki izlediğim salonda da en çok gülünen yerler buralarıydı. Buradan da Cem Yılmaz’ın Türk halkını iyi tanıdığını bir kez daha görmüş oluyoruz aslında. Son kısımda baş gösteren işin aksiyon kısmının da pek tatmin edici olduğu söylenemez, hatta bence tümüyle gereksiz. Fakat Türk sinemasındaki diğer ucuz komedilere baktıktan sonra ve filme gösterilen çok ciddi emeği gördükten sonra bunlar kabul edilebilir kusurlar haline geliyor. Ana akım Türk sinemasının böyle cesur girişimlere, özgün fikirlere ihtiyacı var…

Arif v 216

7.5

Puan

7.5/10

Yorum Yazın

Email adresiniz yayınlanmayacak.